Erciyes
![]() |
Erciyes |
Acemi bir kayakçıyı aşağıda al, çalıştıra çalıştıra yukarı çıkar; sonra bırak, yarışçı olarak dağdan insin!” diyor Akif Hoca, pistlerin uygunluğunu ve kayak öğrenmenin bütün aşamalarını Erciyes’te geçirmenin iyi bir deneyim olduğunu anlatmak için. Telesiyejin başlangıç noktasının yanındaki kafede konuşuyoruz. Ekmeklerin arasına yerleştirilen sucukların karşı konulmaz kokusu burnumuza geliyor. Haftasonu büyük bir kalabalık var kar üzerinde. Rüzgâr gibi geçen kayakçılar, küçük çocuklarını kucaklarına alıp kızakla kayan babalar, kartopu oynayanların neşeli bağırışları, Kayseri Kayak Takımı seçmelerinde yarışan gençlerin heyecanla sıra bekleyişleri... Erciyes’in üzerinde tek bir bulut bile yok, mavi bir atlas olmuş gökyüzü. Kar beyaz bir ayna gibi güneşi yansıtıp yüzümü bronzlaştırıyor bana belli etmeden. “Sen bakma bu dilsiz kar kraliçesi gibi duruşuna, dağ bir delirdi mi sağı solu belli olmaz...” diye ekliyor Akif Hoca. Öyledir Erciyes, lav püskürttüğü milyonlarca yıl öncesinden beri böyledir huyu. Ama bize bağışladığı bugün öylesine güzel ki, sanki güneşle kar Erciyes’te sonsuza dek birbirlerinden ayrılmayacakmış duygusu yaratıyor bende. Işık kar kristallerine çarpıp dağılıyor. Erciyes’e büyük bir tutkuyla bağlanıp her yıl gelen kayak meraklılarını anlamakta güçlük çekmiyorum.
Akşamüzeri güneş erken kayboluyor dağın ardında. Bu kez arabama atlayıp Develi yoluna düşüyorum. Aşağı indikçe beyaz bir tülle örtülmüş sıradağlar çıkıyor karşıma. Ardından kendimi Erciyes’in arka tarafında buluyorum. Bir kartal süzülüyor kırmızılaşan güneşin önünde, son avını arıyor. Dağ pembeleşiyor. Tarlalardaki tek tük ağaçların gölgeleri uzuyor uzuyor ve gerçeküstü bir görüntü yaratıyor. Sonrası... Sonrası, Develi’nin ışıklarına ders veren muhteşem bir Samanyolu... Dağ, taa Kapadokya’dan başlayarak Kayseri’nin de her tarafından görülüyor. Ateşinden korkan antik çağ insanları onu paralarına basmışlar. Şimdi sönmüş bir yanardağ ama heybetinden bir şey kaybetmemiş.
Erciyes, 3.916 metre yüksekliğinde emekli bir yanardağ! Kayak merkezi, kuzey yamaçlarındaki Tekir Yaylası’nda. Kar kalınlığı genelde 2 metreyi buluyor, ama bu yıl bu düzeyi yakalamak çok güç. Dağ, toz karıyla ünlü ki; bu da kayakçıların tam aradıkları şey. Kayak merkezinin en alçak noktası 2.200 metrede, en yüksek yeri de 3.100’de. Bu noktadan aşağıya baktığınızda olağanüstü bir manzara uzanıyor altınızda, müthiş bir derinlik duygusu yüzünüze vuran soğuğu bastırıyor.
Erciyes’te 3 ana pist var
Kayak dışında snowboard, heli-skiing ve kar raftingi de yapılıyor. Hatta yamaç paraşütçülerinin de sık sık olmasa da uçtuklarını da eklemeliyim. Kayak merkezinde 2 teleski, 3 telesiyej, 7 T-Bar hizmet veriyor. İki mini liftin biri 300, diğeri 600 metre. Uzun pist 2.250 metre, uzun telesiyej 3.000 metre. İlk telesiyeje gezmek için binenleri 11 dakikalık hoş bir yolculuk bekliyor. Rüzgârlar, kar kalınlığını etkiliyor ama lodos çıkmazsa kar aylarca erimeden kalıyor.
Kayak merkezine 20 dakika mesafedeki konumuyla Hilton Kayseri, kayak için Erciyes’e gelenleri ağırlıyor. Dağdaki Ski Resort Dedeman Erciyes
otelini bu yıl Club Maxima grubu devralmış. Genel Müdür İsmail Uluyayla, çevrede jandarma ve orduya ait diğer tesisler nedeniyle en güvenilir kayak merkezinin burası olduğunu söylüyor. Hisarcık’tan geçen Kayseri yolu geniş. Eğimi az. Kar lastiği ve zincire gerek olmuyor genellikle. Pistler mükemmel. Havaalanı yakın. Ama tek eksiği, halka açık yeterli tesis olmaması. Erciyes’i fotoğraflarken kimle konuştuysam hep aynı şeyleri duydum: “Sonunda basın bizi hatırladı ha!”, “Erciyes’e nasıl oldu da geldiniz?!”. Serzenişlerinde haklıydılar, böylesine güzel bir kayak alanının diğerlerine oranla çok tanınmaması haksızlıktı. Üstelik Kapadokya ile Aladağlar Milli Parkı arasında, doğanın mucizeler yarattığı iki bölge arasında.
Çevrede neler var?
Develi’den Yahyalı’ya vardığınızda, sonrasındaki 76 km.lik dağ yolu sizi Kapuzbaşı Şelalelerine götürüyor. Yol virajlı, iki saatinizi alabilir. Aracınızın dörtçeker olmasına gerek olmaksızın kendinizi dev suların önünde buluyorsunuz. 70 metre yükseklikten uçan Aladağ ve Aksu çayları gümbürtüyle iniyor ayaklarınızın ucuna. Şelalelerin bulunduğu alanda, piknik yapabileceğiniz masalar var. İlkbaharda bir de kır lokantası açılıyor.
Erciyes’teyken bir gününüzü de Kayseri il merkezine ayırın. Kümbetlerin, konakların her yerde karşınıza çıkacağı bir şehir Kayseri. Tennuri Caddesi’ndeki Atatürk Evi, şimdi Etnografya Müzesi olarak kullanılan Güpgüpoğlu Konağı, Kışla Caddesi’ndeki Arkeoloji Müzesi, Mimar Sinan Parkı ve Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi ilginizi çekebilir. Kayseri Kalesi’nin bir bölümü olan İçkale karmaşık da olsa bir çarşıya dönüşmüş. Şehir dışında ise, Gesi ve Ağırnas, tarihi ve mimari dokusu açısından önemli; ama Ağırnas’ın bir başka özelliği de, Mimar Sinan’ın köyü oluşu...
Erciyes
Reviewed by Editor
on
Perşembe, Aralık 29, 2011
Rating:

Hiç yorum yok: