Venedik, Toscana ve Roma

Evet, şimdi düşlere yolculuğumuz başlıyor. Destinasyonumuz; aşıkların kenti Venedik! Bu kente elbette uçak ile gidebilirsiniz. Ama aşıklar kentine Orient Express gibi lüks bir trenle efsanevi bir yolculuk yaparak gidebilir ya da arabanıza atlayıp İtalya’nın zengin doğasını keşfetmek için geze geze gitmeyi de yeğleyebilirsiniz. Kuşkusuz Venedik’te önce dünyaca ünlü St. Marc Meydanı’na geleceksiniz. Önce şu güzel meydanın havasını solumak ve sıcak bir çikolata içmek için ünlü Café Florian’a girin. Sonra kendiliğinizden Palais des Doges ve elbette Saint-Marc Bazilikası’na yöneleceksiniz. Sonra da tekneye atlayıp Murano, Burano ve Torcello’ya gidecek, gün batımında gondolla Büyük Kanal’da, romantik bir geziye çıkacaksınız!

Gelelim Toscana’ya... Sunduğu yaşam kalitesiyle ünlü Toscana’nın merkezindeki Floransa; bölgenin en önemli sanat kenti. Gotik mimarinin güzel örneklerinden biri olan Duomo Katedrali’ni çevreleyen sokakların sahip olduğu güzelliklerin tadını çıkarmak için birkaç günlük molaya değer. Örneğin Vecchio Köprüsü, Campanile Giotto, Bargello Sarayı...


Ve nihayet tüm sokakların çıktığı Roma’ya geldiğinizde birbirinden görkemli o kadar güzel yapıyla karşılaşacaksınız ki, gezinize nereden başlayacağınızı bilemeyeceksiniz. İtalyan başkentinde efsanelerle mitoloji birbirine karışıyor. Elbette balayınızda Roma’nın her yerini gezebilmeniz mümkün değil. Ama en önemliler atlanmamalı: Vatikan, Antik Roma (Capitol, Colisee), Hıristiyan Roma (Sainte-Marie Majeur ve Saint Jean-de-Latran Bazilikaları), Borgese Villası ve bahçeleri gibi... Mutlaka ünlü Trevi Çeşmesi’ni ziyaret edip akşam yemeğinizi de Navona Meydanı’ndaki restoranlardan birinde yiyin…