Aletli Dalışa Giriş ve Aletli Dalış Ekipmanları

Serbest dalış ekipmanlarını ve dikkat edilmesi gereken hususları önceki yazılarda anlatmıştık. Şimdi sıra aletli dalışta. Aslına bakarsanız diğerinden çok da büyük bir farkı olmayan aletli dalış diğerine göre çok da kolaydır. Hava sıkıntısı çekmezsiniz, acele hareket etmenize gerek yoktur, tam güzel bir balık ya da başka bir şey bulmuşken havanızın bitip yukarı çıkma zorunluluğunuz da yoktur. Sadece çok az sayıda bir kaç önemli kurala uyarak çok keyifli ve unutamayacağınız dalışlar yapmanız mümkün.

Şimdi de biraz terminolojiden bahsedelim. Şu ana kadar aletli dalgıçlık olarak adlandırdığımız bu sporun gavurda adı SCUBA DIVING olarak geçmekte. SCUBA kelimesi “Self-Contained Underwater Breathing Apparatus” kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Bu laf “Kendinden Yeterli Su Altında Nefes Alma Cihazı” olarak çevirilebilir ama bunun baş harflerini yan yana getirince KYSANAC gibi anlamsız bir sözcük oluşuyor ve biz de bu yüzden SCUBA dalgıç ya da aletli dalgıç kalıplarını kullanıyoruz. Ben SCUBA lafını tercih ediyorum. Bu andan itibaren de bu terimi kullanmayı düşünüyorum.

SCUBA, aynı zamanda bizim su altında dalışı yapabilmek için kullandığımız üç ana malzemenin bir araya gelmiş olduğu haldeki adıdır.

Bu yazımızda SCUBA dalışlara özel malzemeleri teker teker tanıyacağız. Daha önceki yazılarımda serbest dalış ekipmanlarında anlattığım elbise, palet, maske ve şnorkel, bıçak gibi malzemeleri SCUBA dalışlarda da kullanıyoruz. Bunlara ek olarak, tabii ki suyun altında bize hava sağlıyacak SCUBA ekipmanını da tanımamız gerekir. Şimdi size bunları teker teker anlatmaya çalışacağım:

a. Tüp: SCUBA ekipmanının temel parçası olan tüp, bizim su altında hava alabilmemiz için tek kaynaktır. Tüp olmadan SCUBA dalış yapmamız mümkün değildir. Tüpler çeşitli tiplerde ve büyüklüklerde olabilir. Popüler olarak kullanılan tüp tipleri çelik ve aluminyum olanlardır. Çelik tüpler aliminyum olanlara göre biraz daha ağır ve eski teknolojidir. Paslanma olasılıkları daha yüksektir. Aluminyum tüplere göre daha fazla bakım gerektirir. Ancak bütün bunlara karşın aluminyum tüp de çelik tüpe göre daha hafif olduğu için, dalış esnasında daha çok ağırlık kullanmanıza sebep olur ve dalışın sonlarına doğru içindeki hava azalınca iyice hafifleyecektir ve yüzerlilik kontrolünde bazı sorunlar çıkarabilecektir. Yine de bakım kolaylığı ve taşıma hafifliği yüzünden aliminyum tüpleri tercih etmemiz daha doğru olacaktır.

Tüpler her 4 senede bir güvenlik kontrolüne götürülmelidirler. Bu kontrollerde, özel basınçlı ortamlarda tüpler normal basınç kapasitelerinin kat kat üzerindeki basınçlarda denenriler, varsa paslanmış yerleri temizlenir, valfleri kontrol edilir ve bir sonraki kontrol tarihine kadar güvenli bir şekilde kullanılabilir. Her tüpün üzerinde mutlaka yazan bazı bilgiler vardır. Bunlar tüpün imal tarihi, son kontrol tarihi, yapıldığı malzeme (yani çelik ya da aluminyum) litre olarak kapasitesi ve uygulanabilecek maksimum basınç miktarıdır. Bu bilgiler doğrultusunda tüpümüzü en güvenli, şekilde kullanırız.

Bilmemiz gereken bir başka şey de tüpün hacmidir. Litre cinsinden belirtilen bu değer tüpün içine alabileceği su miktarıdır. Su sıkıştırılamadığı için sabit bir değer vercektir. Bu yüzden aynı hacmin içine basınçlı hava doldurduğumuz zaman bu bize bir ya da bir kaç dalışta yetecek kadar hava sağlayacaktır. Bunların bir takım hesaplama metodları vardır. Şu an için daha başlangıç seviyesinde olduğumuzdan bu kadar derinlere inmek istemiyorum. Sizin bilmeniz gereken, piyasada 8, 10, 12 ve 15 lt.lik tüplerin olduğudur ve tüpün hacmi ne kadar büyük olursa içinde barındıracağı havanın da o kadar fazla olacağıdır.

b. Regülatör: Belki de tüpten daha da önemli ve hayati bir malzeme de regülatördür. Aslında tüp bir şekilde içindeki havayı size sağlar ancak bu havanın ağzımıza gelene kadarki ayarlanması hep bu bizim regülatörün marifetidir. Kalitesiz ve ucuz bir regülatör dalış esnasında hayati önem taşıyan sorunlara dahi yol açabilir. Bu yüzden regülatöre biraz daha ayrıntıli değineceğim. Umarım sıkılmazsınız.

Regülatör iki kademeden oluşur. Birinci kademe (First Stage) dediğimiz parça en önemli yeridir. Burada tüpün içinden gelen yaklaşık 200-220 atm.lik (bar da denilebilir) basınç ilk etapta 9 atmosfere kadar düşürülür. Bu da standart regülatörlerle maximum 80 metre derinliğe dalış yapılabileceğidir. Bu derinlikten öteye normal havayla dalış yapılamaz ve karışım kullanmak gerekir. Bu da bildiğimiz regülatörlerin kullanılmadığı durumlarıdr. Bu yüzden normal bir regülatörün maksimum 9 bar hava sağlaması yeterli bir miktardır. Zaten sportif dalışların taban sınırının 30 metre olduğunu düşünürsek bu bize fazla fazla yetecektir.

Birinci kademenin iki ayrı tipi vardır. DIN sistem ve International (Int.) sistem olarak adlandırılırlar ve tüplerin valflarına bağlanış şekilleri olarak farklılık gösterirler. Her ikisinin de birbirlerine göre bazı avantajları vardır. Ancak seçim tamamen dalgıca kalmıştır. Üstelik bu iki sistem de adaptörler sayesinde birbirine dönüştürülebilir. Benim şahsi seçimim DIN sistem üzerine. Çünkü bana daha kolay ve kullanışlı geliyor. Bir başkası Int. sistemi tercih edebilir. Neden olmasın?

Regülatörün birinci kademesinde bir adet yüksek basınç çıkışı vardır. Bu tüpün içindeki basıncı aynen aktarır. Yani herhangi bir regülasyon yoktur. Bir nevi by-pass çıkışıdır. Bu çıkışa finimetre ya da SPG (Submersible Pressure Gauge) dediğimiz göstergeler bağlanır. Bu göstergede tüpün içinde ne kadar hava kaldığı görülür. Bu aletleri ilerde daha ayrıntılı olarak anlatmaya çalışacağım. Bu yüzden şimdi daha fazla girmek istemiyorum.

Bundan başka en az iki üç tane de alçak basınç çıkışı vardır. Bu çıkışlara regülatörün ikinci kademesi, yüzerlilik ceketinin hava girişi ya da tam kuru elbiselerin hava girişleri bağlanır. Bunları da yeri geldiğinde ayrıntılı olarak aktaracağım.

Regülatörün birinci kademesinin iyi olmaması durumunda derin su dalışlarında (yani 25-30 m. ve üzeri) ve soğuk su dalışlarında bazı sıkışmalar olabilir ve dalgıca zor anlar yaşatabilir. Bu yüzden de hayati önem taşımaktadır. Eğer günün birinde bir regülatör almak isterseniz, bu konuda hassas olmanızı öneririm.

Evet şimdi gelelim, ikinci kademeye. İkinci kademe (Second Stage), birinci kademenin alçak basınç çıkışına bağlı ve kamçı denilen bir hortumun ucuna bağlanmış bir ağız parçasıdır. Bu yüzden bu uç kısıma (mouth piece)’in kısaltılmış hali olan maps da denilebilir. Genel olarak çalışma mantığına baktığımızda, basit bir diyafram sistemi görürürüz. Bu diyafram o derinlikte basıncın miktarına göre birinci kademeden gelen havayı ayarlayarak soluk almanızı sağlar. Bu sayede dalgıçların bir çoğundan duyabileceğiniz gibi, regülatörden nefes almak neredeyse normal havadan nefes almaktan daha da kolaydır denilebilir.

Maps iki bölümden oluşur. Nefes aldığımız zaman bir dil sayesinde hava girişi açılır ve tüpten gelen temiz hava ciğerlerimize dolar. Nefes verdiğimizde ise bu dilcik bu kez hava girişini kapatır ve egzoz dediğimiz öbür yol açılır ve pis hava dışarı verilir. Bu egzoz öyle tasarlanmıştır ki, dalgıç içine tükürebilir ve hatta kusabilebilir. Bütün bu pislik aynen egzozdan dışarı atılacaktır ve hava almamızı engellemeyacaktir.

Mapsın seçiminde dikkat edilmesi gereken noktaları şu şekilde sayabiliriz. Öncelikle mapsın ağıza iyi oturması ve rahatsız etmeyecek şekilde ergonomik bir yapıya sahip olması gerekir. İkincisi diyafram mekanizmasının kolay bozulur olmamasına dikkat etmek gerekir. Üçüncüsü de, egzozun maps üzerindeki konuşlandırılması ile ilgilidir. Kötü tasarlanmış bir mapsda egzozdan çıkan hava kabarcıkları görüşü engelleyebilir. Bu da film ya da fotoğraf çekerken hoş olmayan sonuçlar doğurur.

Günümüzde yeni yeni tasarımlarda dalgıçların en önemli sorunlarında biri de çözülmüştür. Tüpün içine hava basarken, paslanmayı engelleyebilmek için havanın içindeki nem filtre edilir. Tamamen kuru halde solunan bu hava dalış esnasında ya da sonlarına doğru ağızda müthiş bir kuruluk yaratır. Öyle ki, sanki su altında dalış yapmıyormuşsunuz da Sahra Çölünde geziniyormuşçasına bir his olur ve dalış biter bitmez hemen en yakın su şişesine koşarak litrelerce su içersiniz. Tabi adamlar bu sorunu da çözmüşler! Yeni tasarım regülatörlerde eklenen bir mekanizma ile solunan havanın yeniden nemlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu sayede o kuraklık hissi de yok edilmiştir. Valla bravo! Süper bir buluş bence...

Evet regülatör olayını artık burada noktalamam gerekiyor. Ancak hiç unutmamanız gereken bir şey: Regülatör adamı vezir de eder, rezil de!.. Bunu aklınızdan hiç çıkarmayın ve malzeme almaya karar verdiğiniz zaman paranıza kıyın ve iyi bir regülatör almaya dikkat edin. Çünkü bu malzeme hayati önem taşımaktadır.

c. BC: SCUBA ekipmanının en önemli üçüncü parçası ise BC adlı cihaz. Belki hatırlarsınız, köşemizin önceki bölümlerinde size Arşimet kanunundan bahsetmiştim ve bu kanunu anlatırken de bir dalgıcın yüzerliliğini hep nötr olarak sabitlemek isteyeceğini anlatmıştım. Yazılarımı sürekli okuyanlar mutlaka hatırlayacaktır. Evet, bütün bunları aklımızda tutarken durumumuzu bir gözden geçirelim isterseniz. Şimdi önce neoprandan yapılmış elbisemizi giydik, bir de baktık suya kesinlikle batamıyoruz. Bot gibi su yüzeyinde debeleniyoruz. Bu olayı kompanse etmek için hemen bir miktar kurşun ağırlık taktık bu sefer de fazla geldi ve ok gibi dibe doğru batmaya başladık. Evveeeet!.. Şimdi tanıyacağımız cihaz ise bu madur anımızda yardımımıza koşuyor.

İngilizcede Bouyancy Control Jacket kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş BC aletine biz kendi dilimizde Yüzerlilik Kontrol Ceketi diyoruz. Bu ceketi gözünüzde şu şekilde canlandırabilirsiniz. Kolsuz ve kısa bir yelek düşünün ama bu yeleğin içinde şişirilebilen ve söndürülebilen hava yastıkları olsun. Aynı zamanda arka tarafında bulunan kemerli bir aparat yardımıyla hava tüpünü de sırtımızda taşıyabiliyoruz. Bundan başka çeşitli malzemeleri ve su altından topladığımız ganimetleri koyabileceğimiz iki adet cebi ve fener, regülatör ve göstergeleri asabileceğimiz muhtelif kancaları da mevcut.

Bu ceketin sol omuz üzerinden çıkıp göğüsümüzün biraz altına kadar sarkan yaklaşık 40-50 cm. uzunluğunda bir hortumu ve bu hortumun ucunda bir alçak basınç hava girişi ve biri şişirmeye öbürü de söndürmeye yarayan iki adet de butonu var. Daha önce regülatörü tanıtırken birinci kademeden çıkan alçak basınç kamçılarından bir tanesi gelip bu hortumun ucundaki hava girişine bağlanır. Bundan sonra biz ceketi şişirme butonuna basarak şişirip, söndürme butonuna basarak da indirebiliyoruz. Bu arada elimiz sürçerse ya da şişirme mekanizmasında oluşacak bir bozukluk yüzünden ceket kapasitesinden fazla şişmek durumunda kalırsa patlamasın diye çeşitli yerlerinde hava kaçış valfleri vardır.

Evet, bu şekilde BC ceketini tanıdıktan sonra gelelim nasıl kullanıcağımıza. Tüpü BC ceketine ve regülatörü de tüpe bağladıktan sonra, elbisemizi, yeteri kadar ağırlığımızı, palet, maske ve bıçak gibi diğer aksesuarlarımızı tamamlıyoruz ve SCUBA ekipmanımızı da BC’yi kullanarak sırtımıza giyoruz. Bütün kemerleri, tokaları ve cırt cırtları kontrol edip kuşanarak suya atıyoruz kendimizi. Suyun üzerinde bir süre durmamız ya da dalış mekanına kadar bir süre yüzmemiz gerekiyorsa, fazla zorlanmamak için hemen BC’yi tam kapasite şişiriyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken şey, ceketi gereğinden çok şişirirsek ciğerlerimizi ve kalbimizi sıkıştıracak ve bizi rahatsız edecektir. Bu ayarı tecrübe ile kendiniz bulacaksınız.

Şimdi diyelim ki artık dalma anı geldi ve artık dibe gitmemiz gerekiyor. O zaman BC’nin sol omuzundan gelen hortumu ucundan tutarak havaya kaldırıyoruz ve boşaltma butonuna basarak içindeki havayı iyice söndürüyoruz. Hortumu yukarı kaldırmamızın sebebi ise havaya çıkacak yol açabilmek içindir. Aksi taktirde, eğer hortumu aşağıda tutarsak hava omuzlarda toplanacağı için ceketi söndürmek mümkün olmayacaktır. Evet, bunu da anladığımıza göre artık suyun altına doğru inmeye başladık. Eğer aşağıya iniş devam ediyorsa, o anda negatif yüzerlilik durumundayız demektir. Eh, bizim amacımız nötr olmak ve suyun herhangi bir seviyesinde asılı kalmak olduğuna göre mantığımız bize hemen BC’ye yavaş yavaş ve az miktarlarda hava basmamız gerektiğini hatırlatır. Bu işlemi gerek dibe vardığınızda, gerekse de batma esnasında yapabilirsiniz. İkincisi biraz daha tecrübe gerektirecektir. Aklınızda olsun.

Sizin de anlayacağınız gibi, BC ceketinin, yani yüzerlilik kontrol ceketinin içine hava basarak ya da içindeki havayı indirerek su altında yüzerliliğimizi ayarlayabiliyoruz. Tek dikkat edilmesi gereken şey ise bu hareketleri yavaş yavaş ve azar azar yapmak. Aksi taktirde kurşun gibi dibe çakılmak ya da balon gibi yüzeye fırlamak işten bile değil.

Bu size anlattığım günümüzde kullanılan en popüler BC çeşidi. Daha eski dönemlerde kullanılan BC’ler, ki günümüzde hala kullananlar vardır, yelekten daha çok şu bebeklerin mama önlüklerine benzerler. Kafadan geçirilir ve göğüsün üzerinden aşağıya sarkar, oldukça kullanışsızdır. Dolayısı ile bunlar artık kullanım zorluklarından dolayı pek de tercih edilmemektedirler. Bir tek mağara dalışlarında tercih ediliyorlar, çünkü sırt kısmında herhangi bir çıkıntı yaratmadığı için sağa sola takılma tehlikesi azalıyor. Bu yüzden hala kullanılıyor.

d. Gaugeler: SCUBA ekipmanının en önemli üç malzemesini tanıdıktan sonra sıra geldi yardımcı aletlere. Bunlar genellikle bizlere durumumuz ile ilgili bilgi veren aletlerdır. Örneğin, bir saat bize su altında geçirdiğimiz zamanı hatırlatır. Eğer bir sualtı saati alacaksanız şuna dikkat edin: Sadece “water resistant” yazan saatler duşta bile su alabilmektedir. “50 m. water proof” yazanlar ancak yüzerken sağlamlıklarını korurlar. SCUBA ya da serbest dalış yapacaksanız minimum 100 ya da 200 m. water proof olanlardan, ve tercihen de derinlik göstergesi olan bir saat almaya dikkat edin.

Saatten başka bir başka önemli alet de Finimetre, ya da Submersible Pressure Gauge olarak adlandırılan Sualtı Basınç Göstergesi vardır. Bu alet daha önce de anlatmış olduğum gibi tüpün içinde kalan havayı gösterir. Bar ya da atmosfer cinsinden gösteren türleri vardır, bir de PSI (pounds per square inch) cinsinden gösterenleri vardır. Hatta bazı finimetrelerde her iki ölçek de aynı anda gösterilebiliyor. Aynı Santigrat ve Fahrenayt gibi!..

Bizim için bir başka önemli veri da o anda hangi derinlikte olduğumuzdur. Bir derinlik göstergesi her zaman dalgıcın yanında olmalıdır ve dalış limitlerini ayarlarken onlardan yararlanmalıdır. Derinlik göstergesi saatin üzerinde olabileceği gibi ayrıca finimetre gibi de bulunabilir. Zaten genellikle bir regülatör aldığınızda yanında bir finimetre ve bir de derinlik göstergesinden oluşan bir konsol da ayrıca satın almak durumundasınızdır.Eğer bu konsolla birlikte derinlik göstergesi almadıysanız ayrıca tek olarak kola takılabilen modelleri de vardır.

Özellikle gece, karanlık yerlerde dalacaksanız veya navigasyonun zor oldugu bulanık sularda dalış yaparken nereye gittiğiniz anlayabilmek için bir de pusulaya ihtiyacınız olacaktır. Çok faydalı bir cihazdır, her eve lazımdır! Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi pusulayı şaşırmak deyimi bu cihaza atfolmuştur!

Bunlardan başka daha önce serbest dalış için de saydığım, bıçak, fener, eldiven, vs. gibi malzemeleri tekrar etmeye gerek duymuyorum.
Aletli Dalışa Giriş ve Aletli Dalış Ekipmanları Aletli Dalışa Giriş ve Aletli Dalış Ekipmanları Reviewed by Editor on Cumartesi, Temmuz 28, 2012 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.