Gökçeada

Rum ezgilerinin denize döküldüğü yer, Gökçeada...

Gökçeada, kirlenmemiş denizi ve maviyle yeşilin her tonunu barındıran bakir toprakları ile etkileyici bir ada. Sessizliği yalnızca uslanmaz dalgaların bozduğu berrak koylar, yaşamın tüm yorgunluğunu unutturuyor. Adanın güneyinde alabildiğine uzanan Aydıncık Plajı’nı mutlaka görmelisiniz. Hemen yanı başındaki tuz gölünde çamur banyosu yapabilir ve şansınız varsa flamingoları görebilirsiniz. Adanın tarihi birer anıt olan köylerini mutlaka gezmelisiniz.

Gökçeada
Türkiye'nin terk edilmiş en büyük köyü olan Dereköy’deki evlerin hüznünü paylaşabilir; Barba Yorgo’nun şarap atölyesini ziyaret edebilir; yüksek bir tepenin eteklerine kurulu olan Tepeköy’den Gökçeada’yı izleyebilir; yeşilliklerle ve zeytinliklerle dolu Zeytinliköy’de Madamın Dibek Kahvesi'nde kahve içebilir; yaşlı çınar ağaçları ve tarihi çeşmesiyle ünlü Eskibademli Köyü’nde günbatımına eşlik edebilirsiniz. Gökçeada'nın en renkli ve en hareketli yeri ise Kaleköy. Oteller, restoranlar, barlar, kafeler, çay bahçeleri her şey burada... Köyün sırtını yasladığı tepedeki kale kalıntılarına çıkmalı ve oradan denizi seyretmelisiniz.

Çanakkale’den Bandırma feribotuna binerek Gökçeada’ya ulaşabilirsiniz; yolculuk ortalama 2 saat sürüyor.
Gökçeada Gökçeada Reviewed by Editor on Perşembe, Temmuz 12, 2012 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.