Kadın Hekimliği


kadın hekimliği
Kadın hastalıkları, tıpta oldukça gelişmiş olan uzmanlık dallarından birisidir. Eski çağlarda, örneğin Greklerde ebeliği kendilerine iş edinmiş olan kadınlar doğuma yardımcı olurlardı. Bunlar kendi konularında bilgili ve yetenekli kişilerdi. Ayrıca bu çağda kadın hastalıkları konusunda değerli bilgilerin kaynağı olan Hipokrates okulunun öğretisi yaygındı. Bununla birlikte bu eski çağlarda kadın bedeninin anatomisiyle ilgili pek çok yanlış yargılar da geçerliydi.

Rahmin, kadın bedeni içinde oradan oraya hareket eden bir organ olduğu sanılırdı. Bundan ötürü garip davranışlarda bulunan bir kadının, rahminin hareketlerinden dolayı huzursuzlaştığı düşünülürdü. Histeri sözcüğü rahim anlamına gelen Yunanca hustera sözcüğünden kaynaklanıyordu. Durumun böyle olmayıp rahmin sabit bir organ olduğu bilinen bir gerçektir.


Tıbbi bilgiler, Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra gittikçe gerçek uygulamadan uzaklaşarak kitap bilgisi haline dönüşmüş, özellikle kadın hastalıkları konusunda boş inanışlar ve şarlatanlık ön plana çıkmıştır. Bunun böyle olmasında kuşkusuz din baskısının rolü büyüktür. Tarihte ilk kez 1573 yılında Andreas Vesalius adlı italyan hekim ve anatomi profesörünün ölmüş bir gebe kadın cesedi üzerinde gizlice çalışarak rahim ve yumurtalıkları bedenin dışına çıkardığı bildirilir. Kadın bedeninin anatomisi üzerine ilk doğru bilgiler bu cüretli adımlar sayesinde edinilmiştir.

Eski çağlarda bazı güç doğumlar başarıyla sonuçlandırılabilir, sezaryen ameliyatıyla çocuk, anne karnından alınabilir, hatta arasıra narkozsuz tümör ameliyatlarının yapıldığı olurdu. Fakat bunlar ender olaylardı. Genç yaşta, doğum ve bazı kadın hastalıklarından ölen kadınların sayısı bütün tahminlerin üstündeydi. Kadın hekimliğinin gerçek önemli atılımı, yirminci yüzyılda başarılmıştır. Bu uzmanlık alanının kadın ebelerin tekelinden çıkıp erkek hekimlerin de üzerinde çalışabildikleri bir tıp dalı haline gelmesi, batı ülkelerinin Viktoria çağının din ve ahlak baskısından sıyrılabilmeleriyle gerçekleşmiştir.

Günümüzde  kadın hastalıkları ve doğum uzmanının sıradan bir muayenesi, spekulum adıyla bilinen bir aletle vajinanın açılarak bakılması ve dokunma yöntemiyle iç organların durumunun muayenesinden ibarettir. Bakarak inceleme yoluyla akıntı türleri teşhis edilebilir, rahim boynunun hastalıkları görülebilir ve rahim sarkması olup olmadığı, başka organların yer değiştirip değiştirmediği saptanabilir. Dokunma yöntemiyle yani eldivenle izole edilmiş bir parmak sokularak, rahmi, fallop borularını, yumurtalıkları muayene etmek mümkündür. Hekim bu sırada öteki eliyle karının üstünden hafifçe bastırarak iki elinin arasında kalan doku hakkında tam bir fikir edinebilmektedir. Bazen akıntıdan ya da iç dokulardan laboratuvar testi için bir örnek alabilir.

Bu basit muayene yöntemi birçok hastalığın teşhisi için yeterli bilgi verir. Akıntının görünümü ve kokusu hangi organizma tarafından oluşturulduğunu ortaya koyar. Kokulu, yeşilimsi trikomonas akıntısı ile kaşınma ve kazındığında hafif kanama yapan peynirimsi mantar akıntısı birbirlerinden farklıdır. Herhangi bir kuşku doğduğunda test için örnek alınır. Belsoğukluğundan kuşkulanılıyorsa yine bir test gereklidir. Vajina içinin muayenesi, frengi, serviks anormallikleri, rahim sarkması, hormon yetersizliği ve rahmin çeşitli anormal duruşlarıyla ilgili bilgi verir. İç organlarda iki elle yapılan incelemede iç yapıların olağan dışı oluşumları, tümörler, myomlar kolayca fark edilir. Dış cinsel organların incelenmesiyse, Bartholin bezlerinin şişmesi, varis, tümörler ve çeşitli deri hastalıklarının tespit edilmesini sağlar.

Hekim bazen rahim  içindeki dokunun durumuyla ilgili kesin bir teşhis ister. Bu kez küret adı verilen bir araçla, rahim boynundaki giriş hafifçe açılarak, rahim içinden ufak bir parçayı kazıyarak çıkartır ve laboratuvara gönderir. Bu, aynen kürtaja benzeyen bir işlemdir.

Bazen de tam bir teşhis için hastanın karın boşluğunun içini görmek gereklidir. Optik sistemler içeren bazı araçlar geliştirilmiş bulunmakta ve bunlar sayesinde büyük kesikler açmadan da hastanın karın boşluğu içine bakma olanağı kazanılmaktadır. Bu amaçla ilk kullanılmaya başlanan küldoskop, vajinadan içeri sürülen bir araçtı. Laparaskop adlı bir başka araç geliştirildi. Bu araç, hastanın göbek deliğine yakın bir yerdeki çok ufak bir kesikten içeri sokulmakta, aynı zamanda karına karbon gazı verilerek şişme sağlanmakta ve bu sayede laparaskop ile çok kusursuz bir görüntü elde edilebilmektedir. Bu araçla bazı ameliyatlar da yapılmaktadır.
Kadın Hekimliği Kadın Hekimliği Reviewed by Editor on Cuma, Şubat 07, 2014 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.