Bursa köyleri

Marmara Denizi’nin güney kıyılarında her zaman İstanbul ile ilgili pek çok yerleşim kurulmuştur. Zaman içinde değişen, sık sık tahrip olup yeniden kurulan bu yerleşimlerin denizle bağlantısı karayla olan bağlarından daha güçlü olmuştur.

Marmara Denizi’nin güneyi eskiçağ ve ortaçağ boyunca Karadeniz ticaretinin güzergahıydı.
İstanbul’un dev bir şehir haline gelmesi ile küçük yerleşimlerin önemi arttı, hatta Mudanya ve Yalova şehrin iaşesi için şehre bağlandı. 14. yüzyılda Bursa’nın önemli bir yerleşim haline gelmesi ile bu kasabalar artık Bursa şehrinin de limanları oldu.
İstanbul’dan kara yolu ile Bursa ve İzmir yoluna çıkanlar Yalova’dan sonra denizden ayrılıp alçak tepeler arasında çoğu Balkan ve Kafkas göçmenlerine ait köylerden geçerek Gemlik körfezi civarında tekrar denizle karşılaşırlar. Gemlik’ten hemen sonra Engürücük köyünden sahile Kurşunlu beldesine ulaşılabilir.

BURSA’NIN SAYFİYESİ; ENGÜRÜCÜK

Engürücük
Bu küçük köyün etrafında gelişen yazlık kasaba, tüm kıyı şeridini kaplamıştır. Yaz aylarında sahilde bir ev ya da apartman dairesi bulamayan Bursalılar zeytinlikler arasında kurulan çadırlarda yazı geçirirler. Bu kasabada sahilde bulunan küçük bir Bizans kilisesi 11. yüzyıla tarihlenir. İçerisinde bulunan bir kitabe sayesinde Uludağ çevresinde kurulan bir dizi manastırın dini merkezi olduğu anlaşılan Aziz Aberkios Manastırı kubbesi çökmüş zarif bir harabe halinde günümüze ulaşabilmiştir. Son yıllarda kilisede Belediye Başkanı Bayram Demir’in gayretleri ile yapılan kazılarda bulunan eserler Bursa Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüştür. Sahildeki bu Bizans manastırından tepeye doğru çıkıldığında yazlık evler arasında ve bahçelerinde, Roma çağına tarihlendirilen kayalara oyulmuş mezarlarla karşılaşılır. Yukarıya devam edildikçe Osmanlı döneminde inşa edilmiş bir
kilisenin temelleri görülür. Köy meydanında ise baş meleklerden Mikhael’e adanmış bir kilise vardır. 1923 yılında köyde yaşayan Rumların Yunanistan’a mübadil olarak gönderilmesinden sonra kilise şahıs malı haline gelmiştir. Osmanlı döneminde 19. yüzyıl sonlarında inşa edilen kilise bazilikal planlıdır. Maalesef içerisine yapılan ara katlar nedeniyle mimarisi büyük ölçüde bozulmuştur. Kurşunlu’dan çıkışta görülen öğretmen evi köyün eski okul binasıdır.


GÜZELLİKLERİNİ SAKLAYAN MUDANYA

Mudanya’ya doğru devam eden yol yaşlı zeytinlikler arasında muhteşem manzaralar arasında devam eder. Yolda karşımıza çıkan diğer büyük bir yazlık yerleşim yeri, adı dışında güzel yanı olmayan Güzelyalı’dır. Eski Burgaz köyü olan merkezinde parklar içerisinde birkaç mermer yapı parçası eski yerleşimlerin hatırası olmalıdır. Mudanya’ya yaklaşıldığında modern bir yerleşimden farksız görülür. Ancak ilerledikçe yerleşimin güzellikleri görülebilir. Hemen sahilde karşınıza çıkan güzel otel binası yerleşimin ortaçağdaki adını taşır. Eski gümrük binaları ve tren istasyonunun turizme kazandırılması Mudanya’ya zenginlik katmıştır. Kasabanın içerisinde 17. yüzyıldan günümüze konut mimarisinin güzel örnekleri izlenebilir. Sahilde Yalı mahallesinde 19. yüzyılın sonlarına ve 20. yüzyılın başlarına ait birbirleriyle dik açılarla kesişen sokaklara inşa edilmiş iki yada üç katlı ahşap evler bulunur.

MÜTAREKE EVİ

Mudanya Türkiye’de yalı kültürünün korunabildiği birkaç yerden biridir. Yalılardan biri dünya tarihinin en önemli anlaşmalarından biri olan Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığı yalıdır. Eklektik üslupta üç katlı olarak inşa edilen yalı Rus asıllı tüccar Ganyanof’a aitti. Mudanya’nın kozmopolit yapısının ilginç örneklerinden olan bu yapı Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı yerlerden biridir. Mütareke evi yada müzesi olarak bilinen bu ev Bursa Müzesi’ne bağlı bir birim olarak ziyaret edilir. Müzenin içerisinde bu ateşkes antlaşmasını imzalayan tarafların temsilcilerinin çok da başarılı olmayan mum heykelleri vardır. Müzenin tam karşısında İsmet İnönü’nün heykeli bulunur. Arkaya doğru devam eden mahallede Uğur Mumcu Kültür Merkezi olan yapı, Ayayorgi’ye adanmış bir Rum kilisesidir. İleride bulunan mahallelerde ise Türk mimarisinin en önemli anıtlarından 17. yüzyıla ait evler bulunmaktadır. 17. yüzyıl evlerinden biri hala kullanılırken diğeri terk edilmiştir. İstanbul’u Batı Anadolu’ya bağlayan iskelelerin en önemlilerinden olan Mudanya’da, İstanbul evlerinin 17. yüzyılda nasıl olduklarını da gösteren bu evler tasarımları, bezemeleri ile önemli örneklerdir. Etrafları ile birlikte korunmayı bekleyen bu evler şimdilik ne Kültür Bakanlığı ne de belediyeler tarafından korunmaktadır. 18. yüzyıla ait Tahirağa Konağı ise restore edilip misafirhane ve kütüphane haline getirilmiştir. Mudanya’dan batıya doğru devam edildiğinde tüm kasabanın hatta körfezin izlenebileceği bir tepeye ulaşılır. Yine yaşlı zeytinlikler arasından yükselen çirkin yazlıklar arasından ilerleyen yol birazdan Kumyaka köyüne ulaşır. Bu küçük köyde hoş eski evler arasında mandalina ağaçları bölgenin ikliminin ne kadar kendine has olduğunu gösterir. Köyün bulunduğu koyun bir kenarında iki kubbesi ile pek hoş görünen ama ne yazık ki çok kötü durumda olan 780 yılı dolaylarında inşa edilmiş meşhur Taksiarhis kilisesi vardır. Türkiye’de Bizans mimarisinin bu önemli eseri de şahıs malı olduğu için ancak şanslıysanız ziyaret edebileceğiniz bir yapıdır. Kurşunlu’dan başlayan sahil yolu Trilye’de sona erer. Küçük ahşap evler arasında Taşmektep denilen büyük okulu Fatih Camii adıyla bilinen Aziz Stefanos Kilisesi, 14. yüzyıla aittir. Başkent üslubundaki muhteşem freskoları ile dikkat çeken Kemerli kilisesi ile Bizans dini mimarisi, Osmanlı sivil mimarisi için dikkat çekici bir merkez olan kasaba bugün Zeytinbağ adıyla anılmaktadır. Bursa’nın yanı başında, İstanbul’a birkaç saat uzaklıkta olan bu yerleşimler doğal güzellikleri kadar güzel iklimi ve zengin tarihsel birikimleriyle Türkiye’nin önde gelen kültür turizmi merkezleri olmaya adaydırlar.
Bursa köyleri Bursa köyleri Reviewed by Editor on Salı, Temmuz 10, 2012 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.