Türkiye’den ve dünyadan kültür hazineleri

Yüzyıllar öncesine tanıklık etmiş ve sahip olduğu kültürel hazineleri koruyabilmiş şehirleri gezip görmek; bir anlamda bugünü anlamak demek.

Geçmişin izini ister Antakya ya da Nemrut’ta ister Viyana’da sürün; sonuç değişmez: Tarih her zaman büyüler...

ANTAKYA

Antakya
Türkiye’nin en güneydeki şehri olan Antakya veya Hatay, dünyada kurulan dördüncü yerleşim yeri... Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan yol üzerinde bulunan şehir, Hitit ve Eski Mısır İmparatorlukları’nın sınırında yer alıyordu. Bir süre Makedonya hakimiyetinde kalan Antakya, Türkiye’nin en zengin ikinci mozaik müzesine sahip. Samandağ, Harbiye ve Antakya çevresinde bulunan kiliselerden, manastırlardan, hamam ve evlerden çıkan mozaikler mitolojik ve dinsel konuları içeriyor. Müzenin en çok ilgi çeken eseri ise Apollon Heykeli. Hıristiyanlık tarihinde oldukça önemli yeri olan Saint Pierre Kilisesi de Antakya’ya bağlı Küçükdalyan bölgesinde yer alıyor. Papa VI. Paul tarafından hac yeri olarak kabul edilen kilise, her yıl haziran ayında Hıristiyan ziyaretçilerle dolup taşıyor. Antik Çağ’ın vazgeçilmez nehri Orontes, günümüzde Asi Nehri olarak biliniyor. Bölgeye hayat veren nehrin etrafında bulunan taş köprü kalıntıları da geçmişin izlerini taşıyor.

Bu arada Antakya’ya kadar gitmişken peynirli künefe, içli köfte ve humus yemeden dönmeyin.

Nasıl gidilir?
E-5 karayolu ile İstanbul ve Ankara’dan Hatay’a ulaşılıyor. İskenderun’da bulunan gar ve liman sayesinde demiryolu ve deniz yolu ulaşımı da mümkün.

NEMRUT

Tanrıların dağı, dünyanın en yüksek açık hava müzesi, dünyanın en yüksek tümülüsü ve güneşe en yakın heykellerin ortası burası. Nemrut, gün doğumunun ve batımının izleneceği, tam anlamı ile görsel şölen sunan bir zirve.

Adıyaman’dan 105 kilometre uzaklıkta yer alan dağın üst üste konulmuş taşları üzerinde Komegene Kralı 1. Antiochos Epiphanes’e ait yazı, geçmişin bugün de yaşatıldığının en büyük kanıtı. Krallığının her üyesinin Nemrut’a aşık olduğunu da eklemek gerek. Vasiyetlerinde küllerinin 20 yıl inemedikleri ve her gün batımında büyülendikleri dağa serpilmesini isteyen Kommagene krallığı üyeleri gibi siz de bu büyülü yaşamı hissetmek isterseniz Bozdoğan Otel’de konaklayabilirsiniz.

Çiğ köfte, turşu, güveçte fasulye, yufka ekmekler yöreye has lezzetler arasında yer alıyor. Oturakçı pazarında açık satılan tütün, meraklıları için ilgi uyandırabilir. Nemrut Dağı’na ev sahipliği yapan Adıyaman, Ulu Cami, Behos Kilisesi, Pirin Mağarası, Roma Çeşmesi, Etnoğrafik ve arkeolojik eserlerin sergilendiği bir kent müzesine sahip. Ayrıca, otantik özelliği olan Oturakçı Pazarı capcanlı renkleriyle heybeler, yöresel kilim ve halılar, el işleri, dokuma örnekleri, yemeniler, çarıklar, hasır sepetler, ahşap eşyalar, bakırcılar, açık tütün ile Anadolu kültüründen örnekler bulabileceğiniz bir mekan.

Nasıl gidilir?
Adıyaman’a karayolu ile Şanlıurfa, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır yolu izleyerek ulaşabilirsiniz. Türk Hava Yolları’nın Adıyaman seferi ile de Adıyaman’a ulaşıp Nemrut Dağı’na kalkan otobüsleri bu eşsiz manzarayı yakalamak için kullanabilirsiniz.


YESEMEK

Gaziantep Müze Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Yesemek Açık Hava Müzesi, İslahiye ilçesinin güneydoğusundaki yamacın üzerinde yer alıyor.

Müze; yayınlara ‘Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi’ olarak geçmiş.
Yapılan kazı araştırmaları, bölgenin uzun süre Hitit egemenliğinde olduğunu gösteriyor. M.Ö. VIII. yüzyılın son çeyreğinde Asurlular tarafından yıkılmış olan bölge, 1890 yılına kadar terkedilmiş bir alan olarak beklemiştir. Taş Ocağı’ndan çıkan malzeme çoğunlukla bazalt. Heykel atölyesinde otlar üzerinde bir yürüyüş yaparsanız, yapıtların sfenksler, dağ tanrısı kabartmaları ve kapı aslanları gibi değerli mimari parçalardan oluştuğunu göreceksiniz. Yesemek’ten çıkarılan her biri 500 ile 8000 kg arasında olan taş bloklar nasıl çevrilip kaldırıldı ve taşındı, kimse bilemiyor. Gece olunca bu dev kalıntıları aydınlatan yıldızlar ortama huzur veriyor.

Yesemek, 2007’de OPET tarafından ‘örnek köy’ kapsamına alındı. 3 yıldızlı Yesemek Otel, bölgenin en rahat konaklama mekanı. Gaziantep’in örnek köyü ve açık hava müzesi Yesemek’e gidip de yörenin lezzetli kebaplarından tatmadan dönmek olmaz. Fıstıklı muska tatlısı da keşfedilmesi gereken bir lezzet.

Nasıl gidilir?

İstanbul-Gaziantep arası, otobüsler ile 15 saat sürüyor. Karayolu ile İstanbul-Ankara E5 karayolu kullanılabilir. Türk Hava Yolları’nın Gaziantep’e günde iki seferi var. Ayrıca İstanbul’dan salı ve perşembe günleri kalkan tren bir gün sonra Gaziantep’te oluyor.


VİYANA

Avusturya’nın başkenti Viyana, Avrupa’da Barok tarzın hakim olduğu sanat kokan bir şehir. Viyana denince akla klasik müzik bestecileri geliyor şüphesiz. Bestecilerin heykel ve fresklerinin yer aldığı Neo-Rönesans tarzı opera salonu görülmeye değer. Opera yerine 1888 yılında inşa edilen Burgtheater adlı tiyatro da gezilebilir. Viyana müzeleri bir günde gezmekle bitmeyecek kadar çok. Çağdaş Sanat Müzesi, Sanat Tarihi Müzesi, Belvedere Sarayı, Secession Sanat Galerisi bunlardan en önemlileri ve eser bakımından en zenginleri. Schönbrunn Sarayı da barok tarzı görkemli bir şato hayal edenlerin beğenisine hitap edecek güzellikte. Fleming’s Hotel Wien Westbahnhof 4 yıldızlı, Viyana’nın merkezinde yer alan bir otel. Burası, 146 odası ve modern tasarımı ile huzur bulacağınız bir mekan. Gecelik konaklama ücreti 94 Euro’dan başlıyor. Viyana’da şnitzel, sarımsaklı mayonezli patates salatası, elmalı tart, kaiserschmarnn adlı meyveli tatlı ve sachertorte adlı çikolatalı pastanın tadına bakmak gerekiyor.

Nasıl gidilir?

Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Viyana direkt seferi ile Viyana’ya ulaşmak mümkün.


TAC MAHAL

İran Şahı Cihan’ın, karısına olan aşkını ispatlamak için karısının ölümünden sonra 22 yılda yaptırdığı Tac Mahal, İranlı mimar Üstad Ahmet’in eseri. Tac Mahal bilmece gibi bir yapıt. Her bölümü birbirine eklenerek çoğalıyor. Su kenarında bulunan yapıtın, sudan yansıyan renkler sayesinde günün farklı saatlerinde birbirinden güzel renklere büründüğünü görmek mümkün. Sevginin ölümden sonra da yaşatılabildiğini dile getiren Tac Mahal geniş mermer kapıları, Mahal türbesi ve birbirine eklenen odaları ile oldukça heybetli bir yapı. Hindistan’ın Agra şehrinde bulunan yapıyı görmeye gidip de Hint lezzetlerinin tadına bakmadan dönmek olmaz. Oldukça baharatlı lezzetlere sahip olan Hindistan’ın farklı lezzetleri arasında Tamatar panir malai (kremalı peynirli domates), yoğurtlu meyve kızartması ve namki lassi adlı otlu ayran yer alıyor. Hotel Howard Park Plaza International, Tac Mahal’i izleyerek konaklayabileceğiniz bir otel. Tapınaklar şehri Agra’da doğal güzelliklerin yanı sıra Tac Mahal’in büyüsüne kapılmamak elde değil.

Nasıl gidilir
Türk Hava Yolları’nın direk uçuşu bulunmayan bölgeye, Luftansa Hava Yolları direk uçuşlar düzenliyor.


ŞİNTO TAPINAKLARI

200 bin tapınaktan geriye kalan 80 bin tapınağın bulunduğu Japonya’nın Şinto bölgesi, Şinto ve Buda tapınakları ile dolu. Bu tapınakların amacı, bir veya daha çok ‘kami’ye hizmet verebilmek. Kılıç ve kalkan Şinto tapınaklarının bu bölgede bulunduğunun simgesi. Tapınaklarda bulunan bir başka öğe de tapınaklara giden yol üzerinde bulunan taş ve bronzdan yapılma fenerler.
Tapınaklara girdiğinizde, mumlarla dilek dileyen, ince uzun kağıtlara isimlerini yazan bir dolu insan göreceksiniz. Bu gelenek, Şinto ve Buda inanışlarının yıllar sonra birbirine karıştığının bir göstergesi. Binlerce çeşit yabani ağacın yetiştiği bu bölge milli park ilan edilmiş ve koruma altında. Aynı zamanda Kushimoto’nun kuzeydoğusunda bir saat mesafedeki Nachi Şelalesi UNESCO Dünya Kültürel Mirası’nda yer alıyor. Kushimoto Royal Hotel, bölgenin sahil şeridinde yer alıyor. Otelde, sigara içen ve içmeyenler için farklı odalar mevcut.

Nasıl gidilir
Türk Hava Yolları’nın Tokyo seferi ile Japonya’ya ulaşıp karayolu ile Şinto bölgesine geçebilirsiniz.


BODNATH MABEDİ
Tibet Uygarlığı’nın günümüzdeki en önemli dini merkezi olan Bodnath Mabedi, 14. yüzyılda inşa edilmiş. Binanın temeli dünyayı, gözleri Buda’yı, kubbesi suyu ve altın tepesi ateşi, şemsiyesi havayı, en uç noktası ise lokman ruhu temsil ediyor.

Nasıl gidilir
Türk Hava Yolları’nın Çin seferi mevcut.

ADATEPE ZEYTİNYAĞI MÜZESİ
Türkiye’nin ilk zeytinyağı müzesi Küçükkuyu’da bulunuyor. Müze haline dönüştürülen yapıt, Küçükkuyu’nun en eski sabun fabrikası. İki katlı binanın bahçesinde ve alt katında çevre yerleşimlerden toplanan, geleneksel zeytinyağı üretiminde kullanılan aletler sergileniyor.

Üst katta ise sabun ve zeytinyağı üretiminde kullanılan küçük boyutlu ekipmanların ve zeytinyağının tarihçesi yer alıyor. Renkli şişelerde sergilenen zeytinyağı, bilinmeyen tarihi ile ilginizi çekecek.
Türkiye’den ve dünyadan kültür hazineleri Türkiye’den ve dünyadan kültür hazineleri Reviewed by Editor on Salı, Temmuz 10, 2012 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.