İstanbul'da Yaşamak

İstanbul’da yaşamak. Türkiye’nin en büyük, en güzel(!), en taşı toprağı gecekon… pardon altın, en düzgün şehirleşmiş, en sakin v.b birçok “en”i içinde barındıran güzide şehrinde yani. Dışarıdan her ne kadar çok renkli görünen bir yaşam tarzı varsa da yaşayanların bir kısmına göre çok da renkli olmayan aksine çok da zor olan bir yaşam İstanbul’'daki. Tabii yaşayabilirseniz. Neden diye sorarsanız hergün gazetelerde kaza veya takdir-i ilahi sebepler dışında çok sudan ve saçma sebeplerle birçok insanın yaşamını yitirdiğini okuyoruz bu şehirde. Ben bir İzmir’li ve aynı zamanda İstanbul’'un yaşamına yeni yeni ayak uydurabilen bir şahıs olarak kendim kullandığım ve size de kullanırsanız yarar sağlayacak (!) bir takım önerilerde bulunmak istiyorum. Ne için mi?

İstanbul

Tabii ki İstanbul’da hayatta kalmak için.

- Karşıdan karşıya geçerken size yeşil yanıyor olsa bile 4 kez sağa 5 kez sola 2 kez de yürüdüğünüz yola bakın.
- Kaldırımlarda yürürken- ya da yürümeye çalışırken- gördüğünüz doğalgaz çukurlarının üzerinden atlamayın çevresinden dolaşın. Eğer çevresi çok genişse –ki muhtemelen öyledir- yolunuzun güzergahını değiştirin.
- Yanınızda her zaman nüfus kağıdı, ikametgah belgesi, kan grubu kağıdı, balonlu çiklet, turnesol kağıdı ve sargı bezi bulundurun. Neyin ne zaman karşınıza çıkacağı hiç belli olmaz.

- Yolda gördüğünüz su birikintisinin üzerinden asla geçmeyin muhtemelen göründüğünden daha derindir. (Çok daha derin)
- İnşaat bölgesinden geçecek olursanız yanınızda mutlaka zincir, baret, çekme halatı ve takoz bulundurmanız menfaatiniz icabıdır. Çünkü inşaat her an çökebilir.
- Trafikte, helezonları kesilmiş, camları filimli, bol aksesuarlı ve içi tıka basa zonta dolu Doğan görünümlü Formula-1 Şahinlerle her zaman iyi geçinmeye bakın.
- Kamyon, tır, minibüs ve otobüs olarak adlandırdığımız ve katil taşıtlar sınıfına giren araçların 300 metre çapındaki menziline girmeyiniz.İlle de girmek isteyen varsa, başına gelecekleri önceden iyice hazmetmiş olmalıdır.
- Size yaklaşıp: “Abi ben memleketten geldim, dönüş param yok v.s” diyenlere yabancı dille cevap verin, veya hiç muhattap olmadan acilen olay yerinden sıvışın.
- Eğer berber iseniz sakın müşterinizin sakalını tersten almayınız. Bu hareket ülkemizde birinci dereceden cinayet sebebi teşkil eder.(Klinik deneylerle kanıtlanmıştır)
- Muhteşem yollarımızda olur da bir çukura rastlarsanız benden de selam söyleyin.
- En önemlisi 1 yıl içinde bu tip bir olaydan başınıza bir iş gelmezse (Allah muhafaza tüt tüt tüü) derhal İstanbul büromuza başvurup bizden “ÜSTÜN YAŞAM FORMU SERTİFİKASI” ödülünüzü alınız.