Pamukkale
Ege Bölgesinin önemli bir turizm merkezi olan Pamukkale, Denizli ilinin yaklaşık 24 km. kuzeyinde yer alır. Yaz-kış gezilebilecek turizm merkezi olan bölge, eşsiz doğal, kültürel ve tarihsel güzellikleri ile dünya çapında önemli bir konumdadır.
Pamukkale, Büyük Menderes ırmağı'nın kollarından Çürüksu'nun suladığı ovanın kuzey kenarından çıkan sıcak maden suyu kaynakları ve beyaz travertenleriyle ünlüdür. Bu travertenler deniz seviyesinden 400 metre yükseklikteki oldukça geniş bir düz alana yayılmıştır. Pamukkale'nin beyazlığının sebebi, bu düzlükte yer alan kırık fay çizgileri boyunca çıkan sıcak maden sularının yeryüzünde değişime uğramasıdır. Karbondioksit gazının uçması ve kirecin büyük bir bölümünün çökelmesi sonucunda travertenler oluşmuştur.
Havuz biçimindeki çanaklar ve birçok taraca arasındaki saçaklarıyla eşsiz bir gürünüm oluşturan Pamukkale travertenlerinin varlığı, sıcak maden suların azalmadan bölgeye ulaşmasına bağlıdır. Ancak çevrede kurulan turistik oteller, buradaki kaynaklardan çıkan maden sularından bir bölümümü kanallar aracılığıyla havuzlarına aktarmaları sonucu travertenleri besleyen maden suları azalmıştır.
Bunun sonucunda Pamukkale travertenlerinin sararmaya ve kararmaya başladığı görülmüştür. Aynı şekilde havuz biçimindeki çanaklarda gezinmek de renk değişiminde etkili olmuştur. Ama günümüzde uluslararası çapta ve bilimsel alanda bir takım önlemler alınmıştır.
Pamukkale yalnızca bu eşsiz görünümü ile değil aynı zamanda şifalı kaplıca özelliği ile de ilgi çekmektedir. Birçok hastalıkların tedavi yeri olan bu kaplıcalar eski tarihlerden beri bilinmektedir. Termal suların en çok güzelleştirici etkisi olduğu bilinmekte ve bir o kadar da ilgi çekmektedir. Öyle ki bu konuda eski dönemlerden günümüze kadar ulaşan hikayesi bile vardır. Ayrıca bölgede sıcaklıkları 35-100°C arasında değişen 17 sıcak su alanı bulunmaktadır.
Pamukkale'nin yaklaşık 5 km kuzeybatısında aynı plato üstünde yer alan Karahayıt köyü yakınında, pek bilinmeyen rengarenk travertenler vardır. Kırmızısu travertenleri, 60 derece sıcaklıkta çıkan termal suyun çevresinde oluşmuştur. Karbonik asitli suların derinlerde erittiği minerallerin yüzeyde çökelmesiyle beyaz, sarı, yeşil, mor, kırmızı ve kahverenginin tonları meydana gelmiştir.
Köyün yakınında bulanan Karahayıt ve Kızılleğen kaplıcaları, şifalı suları ve hamamları ile Pamukkale'yle aynı özellikleri göstermektedir.
Daha çok iç turizme hizmet veren bu kaplıcalar artan konaklama tesisleri ile büyük önem kazanmış ve Pamukkale'den sonra turizmdeki yerini almıştır.
Yaklaşık 500 m² lik bir alana yayılan Karahayıt travertenleri doğal güzelliği bakımından görülmeye değer önemli bir turizm beldesidir.
Pamukkale travertenleri antik bir kent olan Hierapolis kenti kalıntıları çevresinde yer alır. Hierapolis'in Bergama Kralı II. Eumenes tarafından M.Ö. 190'larda kurulduğu bilinmektedir. Pamukkale travertenleri yakınında kurulmuş olan Hierapolis, dini ayinler yapılan kutsal bir antik kenttir. Roma döneminde yeniden yapılanan şehirde günümüze ulaşan başlıca yapıtlar hamam. tiyatro, lahit ve ev tipi mezarlardan oluşan nekropoldür.
Hierapolis sikkeleri M.Ö. II.yy.'dan başlayarak M.S. III. yy.'a kadar devam etmiş bir devrin kültürünü aksettiriyor. Kitabeler ise daha geç bir zamana işaret ediyor. Sikkelerin ve kitabelerin kesiştiği nokta, Apollon Kitharoidos'u temsil etmeleri.
Termal maden sularının varlığı ve yörenin olağanüstü görünümü antik çağ insanlarını etkilemiş olmalı ki, dönemin zenginleri Roma'nın ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden gelip, yaşamlarının son dönemlerini Hierapolis kentinde geçirmişler. Bu nedenle kentin Nekropolis'i (mezarlığı) son derece anıtsal ve değişik yörelere ait mezarlarla süslüdür.
1334 yılında meydana gelen şiddetli depremden sonra terk edilen kentte yapılan kazılar ve araştırmalar sonucunda ortaya çıkan eserler bugün bir müze halinde sergilenmektedir.
Zamanında mermer bloklar üzerinde mitolojik sahneler anlatılmış. Scene'nin sağında ve solunda, ayrıca ortada ve her iki yanında mermerden oymalı beş büyük kapısı bulunuyor.
Yerüstündeki coşkuyla inen sular, yeraltında da eşsiz bir görüntüye sahip olan travertenleri oluşturur. Buna en güzel örnek olara Kaklık mağarasını verebiliriz. İyi bir düzenleme ve çalışmalarla önümüzdeki yıllarda turizme açılmaya aday bir bölge.
22-27 Haziran'da Denizli Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen Uluslararası Pamukkale Müzik ve Kültür Festivali de kültürel açıdan bölgeye başka bir önem kazandırıyor.
Bu arada kamp yapmak isteyenler için de birçok alternatif var.
Pamukkale, Büyük Menderes ırmağı'nın kollarından Çürüksu'nun suladığı ovanın kuzey kenarından çıkan sıcak maden suyu kaynakları ve beyaz travertenleriyle ünlüdür. Bu travertenler deniz seviyesinden 400 metre yükseklikteki oldukça geniş bir düz alana yayılmıştır. Pamukkale'nin beyazlığının sebebi, bu düzlükte yer alan kırık fay çizgileri boyunca çıkan sıcak maden sularının yeryüzünde değişime uğramasıdır. Karbondioksit gazının uçması ve kirecin büyük bir bölümünün çökelmesi sonucunda travertenler oluşmuştur.
pamukkale |
Bunun sonucunda Pamukkale travertenlerinin sararmaya ve kararmaya başladığı görülmüştür. Aynı şekilde havuz biçimindeki çanaklarda gezinmek de renk değişiminde etkili olmuştur. Ama günümüzde uluslararası çapta ve bilimsel alanda bir takım önlemler alınmıştır.
Pamukkale yalnızca bu eşsiz görünümü ile değil aynı zamanda şifalı kaplıca özelliği ile de ilgi çekmektedir. Birçok hastalıkların tedavi yeri olan bu kaplıcalar eski tarihlerden beri bilinmektedir. Termal suların en çok güzelleştirici etkisi olduğu bilinmekte ve bir o kadar da ilgi çekmektedir. Öyle ki bu konuda eski dönemlerden günümüze kadar ulaşan hikayesi bile vardır. Ayrıca bölgede sıcaklıkları 35-100°C arasında değişen 17 sıcak su alanı bulunmaktadır.
Pamukkale'nin yaklaşık 5 km kuzeybatısında aynı plato üstünde yer alan Karahayıt köyü yakınında, pek bilinmeyen rengarenk travertenler vardır. Kırmızısu travertenleri, 60 derece sıcaklıkta çıkan termal suyun çevresinde oluşmuştur. Karbonik asitli suların derinlerde erittiği minerallerin yüzeyde çökelmesiyle beyaz, sarı, yeşil, mor, kırmızı ve kahverenginin tonları meydana gelmiştir.
Köyün yakınında bulanan Karahayıt ve Kızılleğen kaplıcaları, şifalı suları ve hamamları ile Pamukkale'yle aynı özellikleri göstermektedir.
Daha çok iç turizme hizmet veren bu kaplıcalar artan konaklama tesisleri ile büyük önem kazanmış ve Pamukkale'den sonra turizmdeki yerini almıştır.
Yaklaşık 500 m² lik bir alana yayılan Karahayıt travertenleri doğal güzelliği bakımından görülmeye değer önemli bir turizm beldesidir.
Pamukkale travertenleri antik bir kent olan Hierapolis kenti kalıntıları çevresinde yer alır. Hierapolis'in Bergama Kralı II. Eumenes tarafından M.Ö. 190'larda kurulduğu bilinmektedir. Pamukkale travertenleri yakınında kurulmuş olan Hierapolis, dini ayinler yapılan kutsal bir antik kenttir. Roma döneminde yeniden yapılanan şehirde günümüze ulaşan başlıca yapıtlar hamam. tiyatro, lahit ve ev tipi mezarlardan oluşan nekropoldür.
Hierapolis sikkeleri M.Ö. II.yy.'dan başlayarak M.S. III. yy.'a kadar devam etmiş bir devrin kültürünü aksettiriyor. Kitabeler ise daha geç bir zamana işaret ediyor. Sikkelerin ve kitabelerin kesiştiği nokta, Apollon Kitharoidos'u temsil etmeleri.
Termal maden sularının varlığı ve yörenin olağanüstü görünümü antik çağ insanlarını etkilemiş olmalı ki, dönemin zenginleri Roma'nın ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden gelip, yaşamlarının son dönemlerini Hierapolis kentinde geçirmişler. Bu nedenle kentin Nekropolis'i (mezarlığı) son derece anıtsal ve değişik yörelere ait mezarlarla süslüdür.
1334 yılında meydana gelen şiddetli depremden sonra terk edilen kentte yapılan kazılar ve araştırmalar sonucunda ortaya çıkan eserler bugün bir müze halinde sergilenmektedir.
Roma Hamamı:
M.S. II. yy. da yapıldığı bilinen hamam ve bölümleri (Frigidarium, Caldarium), kapalı olarak birbirine bağlı bir bütün halinde. Hepsi büyük taş bloklardan harç kullanılmadan yapılmışlar. Kapalı kısımlar tonoz şeklinde örtülmüş. Ayrıca bu kapalı kısımlar ile açık mekanların iç kısımlarında kemer şeklinde derin nişler mevcut. Kapalı olup da yıkılan bazı bölümler sonradan onarılarak tekrar eski haline getirilmiş. Eski haline gelirilen yüksek tonozlar müze olarak kullanılıyor.Tiyatro:
M.S. II. yy'da yapılmış olan yapıt Roma tiyatrosu tipinde bir tiyatrodur. Cavea Scene ve Orkestra kısımlarından meydana gelen tiyatro, eğimli bir arazi üzerine kurulmuş. 15-20 bin kişiyi alacak kadar büyük olan tiyatronun Scene'deki üst kısımları yıkılmış.Zamanında mermer bloklar üzerinde mitolojik sahneler anlatılmış. Scene'nin sağında ve solunda, ayrıca ortada ve her iki yanında mermerden oymalı beş büyük kapısı bulunuyor.
Yerüstündeki coşkuyla inen sular, yeraltında da eşsiz bir görüntüye sahip olan travertenleri oluşturur. Buna en güzel örnek olara Kaklık mağarasını verebiliriz. İyi bir düzenleme ve çalışmalarla önümüzdeki yıllarda turizme açılmaya aday bir bölge.
22-27 Haziran'da Denizli Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen Uluslararası Pamukkale Müzik ve Kültür Festivali de kültürel açıdan bölgeye başka bir önem kazandırıyor.
Bu arada kamp yapmak isteyenler için de birçok alternatif var.
Pamukkale
Reviewed by Editor
on
Salı, Temmuz 03, 2012
Rating:
Hiç yorum yok: