Tarihte iç çamaşırı

Dış ortamın fiziksel ve sosyal etkenlerinden korunmak amacı ile örtünmek insanlık tarihi kadar eskidir. Cinsel organların bulunduğu genital bölge ilk örtülen bölgelerdi. Göğüs bölgesinin örtülmesi pek önemsenmezdi. İlk iç çamaşırın ataları bebekler için kullanılan alt bezi tarzındaki bezler idi. Tarihin değişik dönemlerinde insan kendi görüntüsü ile yetinmemiştir. M.Ö. 2000 lerde Yunan tanrıçaları bel bölgelerine uygulanan bağları olan bazı giyim eşyaları ile göğüsleri daha belirginleşmiş olarak gösterilmiştir.


Özel olarak iç çamaşır giyilmesi Victoria dönemlerine dayanır (1840 - 1910). Bu dönemde korse adı verilen çelik tellerle desteklenmiş, vücuda şekilli görünüm sağlayan arkadan bağları olan iç çamaşırlar (cihazlar) her sınıftan kadında görülmeye başlandı. Korse Avrupa'da ortağ cağdan beri kullanılan bir giyim eşyası idi. Sadece güzel görünmeyi amaçlıyor ve kişilerin her hangi bir iş yapmasına izin vermiyordu. Bu nedenle daha ziyade saraylara aristokrat sınıftan kadınlar tarafından kullanılıyordu. Victoria döneminde krinoline ve korse kullanımı bir moda idi. En dar bel görünümünü sağlamak amacı ile bağları yardımcı kişilerin yardımı ile sıkılmakta idi. Bir çok yazıda bel ölçülerinin 18 inç yaklaşık 48 cm. indirildiği, bazı yazılarda ise 14 inç 36 cm, bazı yazılarda ise 12 inç, yaklaşık 31 cm ye kadar daraltıldığı yazılmaktadır. Bugün müzelerde bulunan eski korselerin çapları 50 - 55 cm. kadardır.


Victorya döneminde jartiyer ve uzun çorap kullanımıda önem kazanmıştır. 20 inci yüzyıla doğru korse yapısı ve fonksiyonu gittikçe değişmiştir. Krinolineler şifon etekler haline dönerlerken korseler önce dantelli formlara girmiş daha sonra 1930 yıllarda sütyenin tüm kadınlar tarafından kullanılması ile sadece zayıf görünmek amacı ile hazırlanan lastikli-bağlı bel, kalça basen bölgelerini örten hale dönmüştür.

1920 li yıllardan itibaren korseler kaybolmaya başlandı, uçları fırfırlı uzun paçaları olan kilotlar kendini gösterdi. Artık kadının güzel ve kadınca görünmesi çok önemli olmuştur. Kombinazonlar önem kazandı. 1930 yıllardan itibaren petrokimya endüstrisindeki gelişmeler sonucu, nylon ipliklerin gelişmeye başlaması iç çamaşırların ucuzlaması ve renklenmesine neden olmuştur.

1930 lu yıllarda sütyen bilinmiyordu. Sütyenin yerine çelik telleri olan korseler kısmen göğüsleri alttan destekliyordu ve her kez tarafından kullanılmıyordu. Sütyenin kullanılması önceleri göğüsleri dik göstermek ve ilgi çekmek amcı ile hazırlansada kısa zamanda kadınların vaz geçemeyeceği bir iç giyim olmuştur. Günümüzde yapılan çalışmalar sütyen kullanmanın meme kanseri riskini belirli oranda azalttığını göstermektedir. İlk zamanlarada çelik destekleri olan sütyenler günümüzde plastik balinli olarak yapılmaktadır. Sütyen yapımında kullanılan kumaşlarda özellik göstermektedir. İlk zamanlarda naylon kumaşlardan yapılan sütyenler diğer iç giyim ürünlerinde de olduğu gibi kısa zamanda sağlıksız olduklarını gösterdiler. Hava almayı engelliyorlar ve terlemeye , cildin nemli kalmasına neden oluyorlardı. Zamanla pamuklu ve diğer hava geçiren kumaşlar kullanılarak bugün sağlıklı sütyenler kullanılmaktadır.

Dünya savaşları insanlığı her şeyi ile etkilemiştir. Savaş sonrasında kadınlar kendilerine olan güveni kazanmak için kırmızı dudak boyaları kullanmaya başladılar. Bu devirlerde göğüslerin ön plana çıkartılmasıda moda oldu. Sivri uçlu sütyenler kullanıldı. Korseler artık vücut konturlarını düzeltmeyi amaçlayan ve sadece kalça ve bel bölgesini örter nitelikte ve lastik ve bağlardan oluşuyordu.

1960 yıllarda dokuma sanayinin gelişmesi ve petrol kökenli hammadelerin yaygınlaşması ile dantel tarzındaki iç çamaşırlar görülmeye başlamıştır. İpek ve pamuklu kumaşlarda kullanıldı isede ucuz olması nedeni ile naylon ürünler kapışıldı. Kombinezonların boyu kısaldı.Daha çok akşam giyilir oldu ve iç çamaşırlar küçülmeye başladılar.
Tarihte iç çamaşırı Tarihte iç çamaşırı Reviewed by Editor on Pazartesi, Ocak 27, 2014 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.