Yaşanmış Ünlü Aşklar

Eskiden çok daha güçlü ve yoğun yaşanırdı aşklar. Aşk, tutku, kıskançlık, nefret, öfke gibi yakıcı duygularla ve hatta ölümle bile anılırdı. Şimdi ise duygularımız seyreldi. Romeo, Juliet'e kavuşmak için şu anda hiçbirimizin göze alamayacağı diyetleri ödedi. Aşklar yıllarca, hatta bir yaşam boyu devam etti. Birinin adı diğeri ile anılır oldu. Şimdi belki aşklarımız için o zamanki gibi bedeller ödemiyoruz ancak, bizim ödediğimiz bedel belki de daha ağır. Biz, aşık olma yeteneğimizi kaybediyoruz. Özenle hazırlanmış bir yemeğin damağımızda bıraktığı tadın keyfini yaşar gibi, sevginin damarlarımızda dolaşmasına izin vermiyoruz. Hızlı tüketim alışkanlığı bizi esir aldığından beri aşklarımızı da hızlı, hazır, bizim için özel paketlenmiş ve konserve edilmiş olarak yaşıyoruz.



1- Frida Kahlo - Diego Rivera

Frida Kahlo Kendi portreleri ile birebir yaşamını, acılarını ve hayallerini resmeden ünlü Meksikalı ressam Frida Kahlo (1907-1954), Mexico City yakınlarında doğdu. 18 yaşında geçirdiği ağır bir trafik kazası bedeninde onu yaşam boyu yalnız bırakmayacak izler bıraktı. Fiziki acıları ve bunun onda yarattığı psikolojik izleri yaptığı fantastik resimler ile yoketmeye çalıştı. Yaşamı boyunca adı ile birlikte anılan ünlü Meksikalı ressam Diago Rivera ile öğrenci iken tanıştı ve 1929 da evlendi. Eserlerinde Meksikalı kadın kimliği ve ağırlıkla fiziki acıyı vurgulayan ögeler öne çıktı. Kahlo için hayat Diago'nun etrafında dönüyordu. 25 yılı bulan evlilikleri boyunca Diego onun, annesi, babası, sevgilisi, kocası, dostu, çocuğu oldu.

Diego Rivera Daha çok sosyal temalı duvar resimleri yapan ünlü Meksikalı Ressam Diego Rivera (1886-1957), aldığı ilk sanat eğitiminin ardından sanat çalışmalarına Avrupa'da devam etti. Ressam Paul Cézanne ve Pablo Picasso'nun kübist çizgilerinden etkilendi. 1921 de Meksika'ya dönen Rivera, Frida Kahlo'nun okulunda bir duvar resmi yaparken onunla tanıştı. Fiziki açıdan hiçbir çekiciliği bulunmamasına rağmen, Diego Rivera yaşamı boyunca geniş bir kadın hayran kitlesinin ilgi odağı oldu. Değişen sevgilileri olmasına karşın ünlü ressam, Frida Kahlo'ya aşkını, hayranlığını hiç yitirmedi.

2- Maria Callas - Aristotelis Onasis

Maria Callas(1923-77),1923 de New York'ta doğan ünlü Amerikalı soprano, 13 yaşında Atina'ya göç etti. Callas 1943'de tanınmasına neden olacak ilk çıkışını 1941 yılında Tosca operası ile yaptı. 1949 yılından sonra La Scala operasında söylemeye başladı. Eleştirmenler en iyi seslendirdiği eserin Bellini'nin Norma adlı eseri olduğıunda hem fikirdirler. Buna neden olan unsurun ise, eserin teması ile Callas'ın gerçek yaşamı arasındaki benzerliğin olduğu söylenir. Olağanüstü sesi ve yorumu ile sanata hayatı boyunca dünyanın en ünlü operalarında pekçok eseri seslendirmiştir. Maria Callas'ın, uğruna sanat kariyerini ve eşini feda ettiği ünlü Yunanlı armatör Aristotle Onasis ile ilişkisi hiç de arzu ettiği yönde gelişmemiştir. Callas ünlü armatör ile evlilik hayalleri kurarken, Onasis'in onu ünlü dul Jacqueline Kennedy ile evlenmesi sanatçı için büyük yıkım olmuştur. Yaşamının son yıllarında Paris'te münzevi bir hayat süren Callas öldüğünde 53 yaşındaydı.

"Yaşam bir savaş alanı gibidir.....Ben hiçbir şey talep etmem ama insanların ve istediğim şeylerin bana gelmesine izin veririm. Benim doğam böyle. Belki reddedilme riskini alamayı istemediğimden böyle davranıyorum. Kimbilir, belki de gurururmdur buna neden. Ancak ben istemeyi sevmiyorum. Yönetmeyi de. Ne sosyal yaşamımda ne de özel hayatımda yönetebilmeyi istemiyorum. Herşeyin bana gelmesine izin veririm ve eğer günün birinde yine giderlerse bundan şikayet etmem." Maria Callas 1970

3- Simon de Beauvoir - Jean Paul Sartre

Simon de Beauvoir Varoluşçuluk felsefesinin en ateşli savunucularından olan ünlü Fransız düşünür ve yazar Simone de Beauvoir (1908-86), ünlü varoluşçu Jean Paul Sartre ile 1929 yılında Sorbone'da öğrenci iken tanıştı. Bu tarihten sonra Sartre'ın en yakın çalışma arkadaşı ve aşkı oldu. Varoluşcu felsefe hayatlarını ve yaşadıkları aşkı çok derinden etkiledi. 20.yüzyılın en önemli Fransız filosofu olan Sartre (1905-80), yazdığı makale, roman ve oyunlar varoluşcu felsefenin gelişmesi ve yaygınlaşmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Her ikisinin hayatına başkaları girmiş olsa bile bütün bir yaşamları boyunca birbirleri için hissettikleri hep çok özel olarak kaldı. Birinci Dünya savasının patlak vermesi ile ayrı düşen Beauvoir ve Sartre uzun yıllar mektuplaştılar. Beauvoir'ın Sartre'a yazdığı mektuplar, Simon de Beavoir'ın ölümünden sonra yeğeni tarafından yayımlandı. Sartre'ın çağırdığı adıyla "Sevimli Kunduz" 'un Sartre'a yazdığı mektuplardan alınan birkaç satır aralarındaki sevginin gücünü göstermeye yetecektir.

"...Bu aralar sık sık sizi düşünüyorum sevgilim. Sanırım mektuplarınız yarın gelir. Sizi seviyorum tatlı küçüğüm ve hep benim yanımda olmanızı istiyorum. Aşkımız eski bir Arjantin şarkısı gibi heyecanlı. Kunduz sizi bütün kalbiyle kucaklar. Sevimli Kunduzunuz, 26 Aralık 1939"

4 - Auguste Rodin - Camille Claudel

Auguste Rodin19. ve 20. yüzyılın en önemli heykeltraşı olan Auguste Rodin (1840-1917), Paris'te doğdu. Ecole des Beaux-Arts'a kabul edilmediği için, sanat çalışmalarına serbest devam etmek zorunda kaldı. Sanatında ünlü Rönesans heykeltraşları Donatello ve Michealangelo'nun etkileri görülür. Kendisi gibi bir heykeltraş olan Camille Claudel ile tanıştığında Camille 17, Auguste Rodin 42 yaşındaydı. Camille Claudel önce Rodin'in öğrencisi sonra ise sevgilisi oldu. Rodin, Camille için bakın neler söylemiş:

"Ben ona altını nerede bulacağını gösterdim. Fakat, bulduğu altın zaten ona aitti."

Camille Claudel 15 yıl süren ilişkileri Camille Claudel'in hayatında ve sanatında silinmez etkiler bıraktı. Birliktelikleri sanatları için çok verimli olmasına karşın, Claudel'in Rodin'den bağımsız olarak sanatını devam ettirmeyi istemesi nedeniyle ilişkileri özellikle Camille Claudel için çok yıpratıcı oldu. Rodin ile Camille Claudel'in ilişkisi 1898'de bitti. Takip eden yıllar Camille için pekçok bakımdan çok zor geçti. Rodin'le yaşadığı ilişkinin izleri yaşamı boyunca peşini bırakmadı. 1906 yılında Camille o zaman dek yaptığı yontuların çoğunu tahrip etti. 1913'den başlayarak hayatının son 30 yılını geçirdiği bir akıl hastanesinde hayatı son buldu.

5 - Salvador Dalí - Gala Eluard

Gala Eluard - Salvador DalíGerçeküstücülük akımının bilinen en ünlü üyesi olan İspanyol ressam ve yazar Salvador Dalí(1904-1989), İspanya'nın Katalunya bölgesinde doğdu. Sanat eğitimini Madrid'de alan Dalí, gerçeküstücü akımın öncüleri tarafından ticari olmakla suçlandı. Özel yaşamı da, sanat yaşamı kadar medyanın daimi ilgi odağı oldu. Eserlerinde rüyaların sembolik anlamları ile gündelik nesnelerin beklenmedik biçimdeki formlarına sıkça yer verdi. Ölene kadar ilk ve tek aşkı olarak kalacak olan Gala ile 1929 yılında tanışan Salvador Dali, bu yüzden arkadaşı ünlü şair Paul Eluard ile dostluğunu bitirmek zorunda kaldı. Çünkü tanıştıklarında Gala, Eluard'ın karısıydı. Gala, yaşamı boyunca Dalí'nin en iyi arkadaşı, ilham perisi, sanatının yöneticisi ve yaşamını paylaştığı hayat arkadaşı oldu. 1982 yılında Gala'nın ölümü ile Dalí tam anlamıyla diğer yarısını kaybetmiş oldu. Sanatında da eski performansını yakalayamayan Dalí'nin, giderek sağlığı bozuldu. 1989 yılında doğduğu kasabada hayata gözlerini kapadı.
Yaşanmış Ünlü Aşklar Yaşanmış Ünlü Aşklar Reviewed by Editor on Salı, Şubat 04, 2014 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.