Kayseri Bilgileri, Yemekleri ve Gezilecek Yerleri

Kayseri
Kayseri'nin kuzeydoğusunda yer alan Kültepe (Karahöyük) yerleşmesinin Asur Ticaret Kolonileri zamanında adı Kanisti idi. Geç Hitit kent devletlerinin kurulması ile kent Mazaka adını aldı. Antik ‚ağ yazarları kentten zaman zaman Kaisareia olarak da söz etmişlerdir. 7. yüzyılda Arapların eline geçen kentin adı, Kaysriyye olarak söylenmeye başladı. 19. yüzyıl sonlarından itibaren de söyleniş kolaylığı nedeniyle Kayseri halini aldı.

Kültepe ve Eğriköy Höyüğü'nde yapılan kazılar, bölgede ilk yerleşmelerin Tunç çağına kadar uzandığını gösterir. Yazılı tarih ise M.Ö. 2000'lerde Hitit yerleşmeleri olduğunu ortaya koyar. M.Ö. 1100-600 arasında, Ege Göç Kavimleri nedeniyle yıkılan Hitit İmparatorluğu'nun yerine kurulan Hitit kent devletlerinden Tabal Krallığı yörede hakim oldu. M.Ö. 620-612 yılları arasında Asurlular, Kimmerler, Kilikya Devleti ve Medler yörede hakimiyet kurdularsa da, M.Ö. 550'de Persler Med yönetimine son vererek bölgeyi ele geçirdiler.

Pers İmparatorluğu döneminde Kayseri, Kapadokya Satraplığı'na bağlanarak Mazaka adını aldı. İskender'in Anadolu seferi sırasında Makedonyalıların eline geçen kent, yönetimden memnun kalmadı ve İskender'in ölümü ile ortaya çıkan siyasi boşluktan da yararlanarak Pers soylularından Ariarathes yönetiminde kurulan Kapadokya Krallığına katıldı. M.Ö. 90'da Pontos Kralı Kayseri'yi ele geçirdi. Ancak Roma Komutanı Sulla tüm Kapadokya kentlerini yağmalayınca, Kayseri üzerindeki etkisini kaybetti. M.Ö. 77'de Ermeni Kralı Tigran kenti yağmaladı. 66'da ise Pompeius tüm Kapadokya'yı ele geçirerek, bölgede Roma hakimiyetine kesinlik kazandırdı. 647'de başlayan Arap akınları uzun yıllar sürdü ve kent Malazgirt Savaşı sonrasında Türklerin eline geçinceye kadar Araplar ile Bizanslılar arasında sürekli el değiştirdi.

Bir ara Haçlı istilasına da uğrayan kent, 11. yüzyıl başlarında Danişmentoğullarının, hanedanlığın zayıflaması ile de Selçuklular'ın yönetimine girdi. Ancak Anadolu Selçukluları ortadan kalkınca tüm Anadolu'ya hakim olan İlhanlılar kente vali atadılar. 14. yüzyılda ise kent I. Bayezıd'ın eline geçti. Kısa bir süre sonra da Karamanoğulları ve Dulkadıroğulları arasında el değiştirmeye başladı. Safevilerin ve Memlüklerin eline geçen kent, Yavuz Sultan Selim zamanında kesin olarak Osmanlı sınırları içine girdi.

Osmanlı döneminde önceleri Karaman Eyaletine bağlı bir sancak merkezi iken, 1864'te Ankara sınırları içine alındı. II. Meşrutiyet'ten sonra bağımsız bir sancak, Cumhuriyet'in başında ise il oldu.


Kayseri yemekleri


Konya pastırma ve sucuk ile adı özdeşleşmiş olan bir kenttir. Pazara yönelik üretimin yanında, yöre halkı evlerde kendi ihtiyaçları için de üretim yapar. Kuşbaşı etlerin kavrulması sızgıt olarak adlandırılır ve tekerlek biçimi verilerek saklanır. İç ve kuyruk yağlarından yapılan kakırdak denen yağlar, özellikle börek yapımında kullanılır.

Mantı ve börek türleri kent mutfağında önemli bir yer tutar. Çeşitli türleri olan pekmezler vazgeçilmez tatlardır. Üzümlerin kaynatılıp şıra haline getirilmesinden sonra, içine çeşitli meyvalar ya da ceviz katılarak kışlık tüketime yönelik yiyecekler elde edilir. Üzüm şırasına baharat ve nişasta katılarak köfter denilen bir tür tatlı yapılır ve ipe dizilen cevizler bu şerbete batırılarak kurutulur. Böylece ortaya ceviz sucuğu çıkar. Tahıl olarak da bulgur, erişte ve tarhana yapımı hemen her evde gerçekleşir. Gözleme ve yufka ekmek niyetine kullanılır.

Yörenin en ünlü yemeklerinden birisi de Kayseri mantısıdır. Bilinen usüllerde suda haşlanarak yapıldığı gibi, yağda kızartılan ya da fırında pişirilen türleri de vardır. Yine kentin adı ile bütünleşen yerel tatlardan biri de, 20 değişik türü bulunan pastırmadır. Sırt, kuşgömü, kenar, mehle, eğrice, omuz, dilme, şekerpare, kürek, kapak, döş, etek, bacak, ortabez, kavrama, meme, kanlıbez, arkabas ve tütünlük, pastırmada kullanılan etin türüne göre verilen adlardır. Sırt, kuşgömü ve kenar en değerli ve lezzetli olanlarıdır. Hemen tüm malzemesi kent dışından getirtilen pastırmanın yapılışında, "Pastırma Piri"nin varlığına inanılır. Mevsim geldiğinde Pastırma Piri Erciyes'in tepesine oturur ve yazı kış, kışı yaz yapar. Pastırma yazı başladığında pastırmadan yağ akar, pastırma yağmuru başladığında bütün toz aşağı iner ve pastırmanın tadı toz ile bozulmamış olur.

Kayseri gezilecek yerler

Kayseri Erciyes

KENT MERKEZİ
Kayseri Kalesi: Bizans döneminden kalan Kayseri Kalesi, Selçuklular döneminde genişletilmiş ve tamir görmüştür. Kalenin kuzey kapısının iki yanında Selçuk Aslanı kabartmaları bulunur. Kalenin içinde ayrıca Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı cami ve çeşmenin kalıntıları bulunmaktadır.

Kurşunlu Cami: 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından inşa edilen cami, özellikle mukarnaslı taç kapısı ve son cemaat yeri ile Osmanlı mimarisinin en tipik örneklerinden biridir.

Şifahiye Medresesi:
Anadolunun ilk hastanesi olarak kabul edilen Şifahiye Medresesi Selçuklu dönemine aittir. Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine, 13. yüzyılda tamamen taş malzemeden yapılmıştır. Medresenin yanında Gevher Nesibe Sultan'a ait bir de türbe bulunur.

Huand Hatun Külliyesi: Anadolu Selçuklularının ilk külliye yapısı olan Huand Hatun Külliyesi, cami, medrese, hamam ve türbeden oluşan bir yapı kompleksidir. Cami minaresiz olarak yapılmıştır. Medrese binası günümüzde Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır. Sekizgen planlı türbe dıştan yoğun süslemelidir. Türbede biri Mahperi Hatun'un olan üç sanduka bulunur. Hamam 1960'lı yıllarda restore edilmiştir. İki bölümden oluşan yapıda kadınlar bölümü kuş, fil, köpek, kaplan gibi hayvanlar ve dekoratif yazılı firuze renkli çinilerle kaplıdır.

Arkeoloji Müzesi: Alaaddin Keykubat'ın karısı Mahperi Hatun'un türbesi yanındaki Arkeoloji Müzesi 1929 yılında açılmıştır. Müzede prehistorik dönem toprak kapları, Kültepe kazısından tabletler, Hitit eserleri, Frig, Roma ve Bizans eşyaları, büst ve steller sergilenmektedir.

Güpgüpoğlu Konağı: Şehir merkezinde, 19. yüzyıla tarihlenen ve plan olarak geleneksel Osmanlı-Türk evi ile benzerlikler gösteren Güpgüpoğlu Konağı, yerel taş malzemesi ile kentin en iyi korunmuş sivil mimari örneklerinden biridir.

Diğer Tarihi Eserler: Kayseri'de bunlar dışında iyi durumda olmasalar bile görülebilecek olan pek çok Selçuklu eseri vardır. Hacı Kılıç Camii ve Medresesi, Sırçalı Kümbet, Avgunu Medresesi, Sahibiye Medresesi, Köşk Medrese, Sultan Hanı, Hızır İlyas Köşkü ve Haydar Bey Köşkü, bunlardan en bilinenleridir.

KAYSERİ ÇEVRESİ
Erciyes Dağı: Kayseri'nin en önemli simgelerinden biri Erciyes Dağı'dır. 3.900 m yükseklikteki bu volkanik dağ, antik dönemden itibaren yöre insanlarını etkilemiş, antik Mazaka paralarının üzerine bile dağın ateş çıkaran tasvirleri yapılmıştır. Dağın yamaçlarında lavlardan oluşan konik oluşumlar, yağmur sularının birikmesi ile göle dönüşmüştür (Cora ve Sarı Göl). Erciyes Dağı, sürekli karlı olan doruğu ile güzel bir görünüme sahip olmasının yanı sıra, kış sporları için de uygundur. Doğu ve kuzeydoğu yamaçlarında 2.180 ve 3.200 m arasında yer alan kayak pistleri vardır. Pistlerin eğimi ve kar kalitesi, Erciyes'i dünyaca ünlü bir kayak merkezi haline getirmektedir. Tekir Yaylası çevresinde telesiyej ve dağ evleri bulunur. Kayak için en uygun dönem Aralık-Mayıs arasıdır.

Keykubatiye Sarayları: Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat'ın yazlık sarayı olarak inşa edilen ve küçük bir gölün çevresinde yer alan Keykubatiye Sarayları, üç köşkten oluşur. Süslemelerinde yoğun olarak çini kullanılan yapılar harap durumdadır. Bezemelerde figürsüz, geometrik ve stilize bitki motifleri yaygın olarak kullanılmıştır. Köşklerden birinin önünde yedi basamaklı bir rıhtım bulunur.

Kültepe: Kayseri'nin 22 km kuzeydoğusundaki Kültepe (Kaneş), İç Anadolu'nun en büyük höyüklerinden biridir. Höyükte yapılan kazılarda Asurlu tüccarlara ait pek çok ticari mektup ve mühür, Tunç ‚ağı sonlarına tarihlenen çark yapımı keramikler ve Kapadokya keramiği denen çok renkli bezemeli kaplar ele geçmiştir. Ayrıca gömütlerde ölüler ile birlikte mezara konmuş olan alabastar heykelcikler ve ana tanrıça heykelciklerine de rastlanmıştır. Yine kazılardan anlaşıldığına göre Kaneş Asurlu yöneticilerin, Karum ise Asurlu tüccarların oturduğu yerleşmelerdir. Her iki merkezde de Demir ve Tunç ‚ağlarına ait yerleşmeler, Helenistik ve Roma yerleşmeleri sırasında hasar görmüştür.

Sultan Sazlığı: Kayseri-Yahyalı yolu ile ulaşılan Ovaçiftlik Köyü'nün hemen yanında bulunan Sultan Sazlığı, üç gölden oluşan bir kuş cennetidir. Burada bir kısmı göçmen olan 251 kuş türü bulunmaktadır. Turna, balıkçıl, flamingo ve kaşıkçı kuşlarının bir arada kuluçkaya yattığı tek yerdir. Gölde sandallara binerek gezinti yapılabilir, kuş gözlenebilir ve fotoğraf çekilebilir.

Kaplıca ve Ilıcalar: Özellikle romatizma ve gut hastalıklarına iyi geldiği söylenen Bayramhacı Kaplıcası ile Yeşilhisar İçmesi, Tekgöz Kaplıcası ve Zile Acı Suyu yöredeki en önemli içme ve ılıcalar arasında yer alır.

Diğer tarihi eserler: Bünyan yakınlarındaki Kayabaşı Mağarası'nda bulunan Hitit kabartmaları, Develi yakınlarındaki Fraktin kabartmaları ve İmamkulu Köyü yakınlarındaki Şimşekkaya kabartmaları, yörenin Hititler ile olan bağlantısını ortaya koyması açısından ilginçtir. Kabartmalarda tanrı ve tanrıça figürleri ile, kral ve kraliçe figürleri bulunmaktadır. Bölgede erken Hristiyan döneme ait kaya kiliseleri de görülebilir.
Kayseri Bilgileri, Yemekleri ve Gezilecek Yerleri Kayseri Bilgileri, Yemekleri ve Gezilecek Yerleri Reviewed by Editor on Pazar, Mayıs 27, 2012 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.