Konya Tarihçesi, Gezilecek Yerler

Konya, İç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde, yüzölçümü bakımından Türkiye'nin en büyük illeri arasındadır. Kuzeyde Ankara, Eskişehir, batıda Afyon, Isparta, doğuda Niğde, güneyde Antalya ve Mersin ile komşu olan Konya Ovası'nın en yüksek noktası Aydos dağıdır.

Platolar ve dağlar arasında kalan bu ovalar Türkiye'nin en önemli tarım ovalarıdır. Orta Toros Dağları ile Obruk Yaylası arasında kalan Konya Ovası ile Altıtekin Ovası ülkenin neredeyse bütün tahıl ambarını oluşturmaktadır.

konya
Konumundan dolayı Konya'da kara iklim hüküm sürmektedir. Yazları sıcak, kışlar soğuk geçer. Dağlık alanlar dışındaki ilin doğal bitki örtüsü ise stepdir.

İç Anadolu Bölgesi'nin Ankara'dan sonra ikinci, Türkiye'nin ise yedinci büyük kenti olan Konya, bölgenin önemli kültür ve ticaret merkezidir. Toplam nüfusu ile Türkiye'nin beşinci büyük ili olan Konya'da şehirleşme oranı düşüktür. Halkın büyük bir kısmı kırsal alanda yaşamaktadır.

Turizm için önemli bir kent olan Konya, etli ekmek ve fırın kebabı ile ünlüdür. Çok özel bir lezzeti olan etli ekmeği tatmak için günübirliğine gelen turistler bile bulunmaktadır.

Konya Kaşıkları Kavak, gürgen ve armut ağaçlarından yontulup motiflerle işledikten sonra, özel bir cilayla cilalanıp yıllarca mutfaklarda kullanılan kaşıklar ile süs eşyası olarak duvarları süsleyen dev çatal-kaşıklar ve dünyaca ünlü el yapımı av tüfekleri şehrin gelir kaynakları arasında bulunmaktadır.


Tarihi Yapısı

Neolitik dönemden Osmanlı dönemine kadar çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapan Konya, birçok tarihi eserleri bünyesinde barındırmakla beraber çeşitli milletlere ait gelenek ve görenek, folklor, sanat ve kültürü ile bir kültür mozağini oluşturmuştur. Hitit, Lydia, Makedon, Roma ve Bizas gibi medeniyetlere tanıklık eden Konya, 1097 yılında Anadolu Selçukluları'nın İznik'ten sonra ikinci başkenti olmasıyla beraber "İslam-Türk Medeniyeti Tarihi" için de başlangıç olmuştur. 1398 yılında Yıldırım Beyazid tarafından Osmanlı topraklarına katılan kent, 1402'de Karaman Devletinin eline geçmiştir. 1470 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu'nun eyalet başkenti olmuştur.

Konya, 13. yüzyıldan beri Türkiye'nin en önemli kültür şehirlerinden birisini oluşturmaktadır. Türk kültür ve uygarlığın Anadolu'da gelişip yaygınlaşmasına neden olan Konya, dönemin en büyük bilgin ve filozoflarını yetiştirmiştir.

Geleneksel Konya giyimleri, silahlar, sikke koleksiyonları, el işlemeleri, kemer ve örme keseler ise Etnoğrafya müzesinde sergilenmektedir. 1912 yılında yapılan ve 1928'de Atatürk'e hediye verilen ev 1964 yılında müze haline getirilmiştir. Müze de Atatürk'e ait eşyalar, belgeler, fotoğraflar sergilenmektedir.

Sille, Çayırbağı, Hatıp, Akyokuş, Apa ve Altınapa barajları ve çevresi Konya'nın en güzel piknik ve dinlenme yerleridir.

Nasrettin Hoca Akşehir, Türkiye'de 13. yüzyıl mizah adamı Nasrettin Hoca'nın doğum yeri olarak bilinir. Kadılık yapan Nasrettin Hoca'nın hazır cevaplılığı ve güldürülerinin halk kültürüne çok büyük bir etkisi olmuştur. Türbesi de bugün Akşehir'de bulunmaktadır. 1905 yılında yapılan türbe, 1939 yılında restore edilmiştir. Kapısı zincirlerle kilitlenmiş türbenin duvarlarının olmaması da aynı anlayışla Nasrettin Hoca'ya yakışır bir türbe olmuştur.

Mevlana Dergahı ve Türbesi: Konya kent merkezinde, içinde Mevlana Celaleddin-i Rumi ile oğlu Sultan Veled'in mezarlarının bulunduğu dergahtır. 1925 yılında çıkan yasa gereği bütün tekke ve zaviyelerle birlikte kapatılmış, müze olarak düzenlendikten sonra ertesi yıl yeniden açılmıştır.

Yeşil Kubbe

Müzede mevleviliğe ait eserler, müzik aletleri, altın suyuyla yazılmış Kuranı Kerimler ve hat örnekleri ile kumaş ve halılar sergilenmektedir. 2 milyona yakın yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği müze, 1274 yılında Anadolu Selçuklular zamanında yapılmıştır. Yeşil çinilerle kaplı olan kubbe, Konya'nın en ünlü binasıdır.

Türk Milli ve Dünya kültürüne büyük etkisi olan Mevlana Celaleddin-i Rumi, yaşayışı, dünya görüşü, fikirleri ve hayat felsefesi ile geniş çevresine ışık tutmuştur. Bütün eserlerinde hoşgörüyü, sevgiyi, güzeli ve aşkı anlatmıştır. Aşağıdaki dizelerden de bunu anlıyoruz.

Gel, ne olursan ol, yine gel,
Kâfir, putperest, mecusi olsan da, yine gel
Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel.

Bu dizeler Mevlana’nın hoşgörü ve sevgisinin çağrısıdır.

Mevlana Celaleddin-i Rumi Hz Mevlana, Mevlevilik tarikatının kurucusudur. Tarikat okulu ise Mevlana Türbesi’nin yanındadır. Sevgi ve hoşgörü üzerine kurulmuş olan tarikatta, Mevlana insanlığa inançlarını, düşüncelerini akıl, ruh ve sevgi üçgeninde yaradana gönül vermeyi öğretir. Güzeli, doğruyu aşkı anlatır. İnsan düşüncesine verdiği en büyük önem ise sevgi, aşk ve birliktir. Aklı ve gönülleri kirden ve ikilikten kurtarıp bir bütün haline getirmiştir.

Mevlana Celaleddin-i Rumi, ilmi, sevgisi, hikmeti, herşeyiyle aziz ve yüce bir insandır. Bir hayat felsefesidir. Aşkın ve aklın en yüksek ögesi ve gerçeğidir. Sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür.

Mevlevilikte başlıca tarikat ayini Semadır. İnsanı gerçek varlığa ulaştırır. Dergahlarda neyzen, kudumzen, naathan ve ayinler mutrip adı verilen müzik grubunu oluştururlar. Mutriphanenin önünde semahane yer almaktadır. En büyük manevi makam Şeyh Postudur. Kırmızı rengiyle doğuşu ve varoluşu temsil eder. Gerçeğe, birliğe giden en kısa yolun "Hatt-ı İstiva" denilen, şeyh postu ve giriş arasında var sayılan çizgidir. Bu çizgiye şeyhten başkası basamaz.

Sema ayini yapan dervişler

Semada dervişler uzun beyaz elbiseleriyle birbirine bağlanmadan, hem kendi hem de şeyhin ve diğer dervişlerin etrafında dönerler. Mevlevi seması coşkuyu, yükselişi, ruhun bedenin ağırlığından kurtuluşunu da sağlıyor. Ayinin bitiminde yapılan ney taksimiyle şeyh postuna çekilir. Okunan Kuran-ı Kerim'den sonra ayin biter. Hz Mevlana'nın şu sözleri de sema üzerine herşeyi anlatır:
"Semaya dirdin mi, iki dünyadan da dışarı çıkacaksın; sema'ın şu alemi, iki alemden de dışarıdır."
Mevlana'nın fikirleri günümüzde hala yaşatılmaktadır. Uluslararası üne sahip Mesnevi adlı eseri birçok dile çevrilmiştir. Eserinde, Allah sevgisini, tasavvufi gerçekleri, fikirleri, duyguları, coşkun bir şekilde ifade etmiştir.
"Ölümüzden sonra mezarınızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindendir"
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin bıraktığı düşünsel ve insancıl izler, dünya çapında ün kazanan Mevlevi dervişlerin sema ayinleriyle Mevlana'nın felsefesi 13.yüzyıldan beri insanlık alemine, büyük bir hoşgörü ve sevgi ile sunuluyor. Mevlana'nın felsefesini tanımak, o büyüleyici atmosferi yaşamak, için Konya'ya...

Dünya çapında tanınan iki büyük Türk düşünürü Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Nasrettin Hoca ile Bahaddin Veled-oğlu, Kadı Burhanettin, Sadrettin Konevi bilgin ve filozoflar bu topraklarda yaşamışlardır.

Birçok tarihi eser ve müzeleri birarada görebileceğimiz Konya'da her yıl düzenlenen şenlikleri de unutmamak gerekiyor.

Konya şenlikleri:


Nasreddin Hoca Şenliği: Her yıl 5 Temmuz Akşehir'de düzenlenen şenlikte Uluslararası mizah yarışması ve karikatür yarışması düzenlenmektedir.
Mevlana Anma Törenleri: Aralık ayı içerisinde düzenlenen bu şenlikte Uluslararası Mevlana Kongresi düzenlenmektedir.
Huglu Tüfek Bayramı: 12 Haziranda düzenlenen bu şenlikte atıcılık yarışmaları yapılmaktadır.
Aşıklar Bayramı: Her yıl yapılan bu şenlikte ise Milli ve Uluslararası folklar ve halk edebiyatından seminerler düzenlenmektedir.

Bunların dışında Mahalli Yemek Yarışması, Beyşehir Turizm ile Hadim Bağbozumu Şenlikleri, Türkiye Cirit Oyunları, Elma Tufana Şenlikleri ile Yağlı Güreş Festivalleri düzenlenmektedir. Hoşgörü ve sevgi çerçevesinde, sosyal ve kültürel alanda yapılan bu aktiviteler ilin tanıtılmasında turizm için büyük rol oynamıştır.

Meram bağları, Mevlana Müzesi ve Türbesi, Karatay Çini Eserler Müzesi, İnce Minare Medresesi, Klasik Eserler Müzesi, Atatürk ve Kültür Müzesi, Selçuk Devri Eserleri Müzesi, Mezar Anıtları Müzesi, Etnoğrafya Müzesi, Şemsi Tebiz Türbesi, İzzet Koyunoğlu Müzesi, Alaaddin Camii, Selimiye Camii, Sahip Ata Camisi, Aziziye Camii, Horozlu Han, Zazadin Hanı ile türbe, saray ve medreseleri gezerken kendinizi bir anda kültür mozağinin içinde hissetmiş olacaksınız.

Meram Bağları:

 Çay bahçeleri, lokantaları, bahçeli evleri, temiz ve düzgün olan caddeleri ile modern bir görüntü veren Meram Semti özellikle yaz günlerinin vazgeçilmez bir yeri olmuştur. Önceleri tamamıyla baglık olan semt, günümüzde de hala eski özelliğini korumakta aynı zamanda yerli yabancı turistlerin ihtiyaçlarına cevap vermektedir.

Şemsi Tebiz Türbesi: 

Kurşunlu piramit ve kubbenini altında Şemsi Tebriz'nin sandukası bulunmaktadır.

Karatay Çini Eserler Müzesi ve Medresesi:

1251 yılında tamamlanan medrese, 1955 yılında müze haline getirilmiştir. Osmanlı ve Selçuklu devirlerine ait çini eserler sergilenmektedir.

Alaaddin Camii: 

Adını alan tepenin üzerinde (Alaaddin Tepesi) 1220 yllınında Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat döneminde kurulmuştur. Anadolun Selçuklu ahşap işlemeciliğin en güzel örneklerinden biri olan caminin çok küçük bir parçası günümüze ulaşabilimiştir. Alaaddin Tepesi, şehrin tek tepesi olup, yapay olarak gene Selçuklular tarafından çok kısa bir sürede yapılmıştır. Bugün özellikle yaz aylarında üzerinde çay bahçeleri bulunan tepe, ağaçlık bir mekan olması sebebiyle Konya'lılarca dolup taşmaktadır.
Konya Tarihçesi, Gezilecek Yerler Konya Tarihçesi, Gezilecek Yerler Reviewed by Editor on Salı, Temmuz 03, 2012 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.