Medya ve Tiyatro

Tiyatronun "medyatikleşmesi"

Tiyatroyu bir medya kuramına dahil etmek belki de biraz aceleyle tiyatronun sinema, televizyon, radyo ya da video gibi teknolojik ve sanatsal uygulamalara benzediğini önceden varsaymak anlamına gelmektedir. Yani tiyatroyu genel olarak kendisiyle karşıtlık oluşturan bir şeye, medyaya, mekanikleşmiş ve elektronikleşmiş sanatlara, kültür endüstrisinin tekniklerine benzetmek demektir. Bir anlamda tiyatronun çok uzun zaman vazgeçtiği teknolojik bir altyapıya dayanan medyalarla tiyatroyu ölçerek özgüllüğünü inkar etmek tiyatroya iyilik yapmak isterken kötülük yapmaktır. Ama öte yandan teatral uygulama memnuniyetle başka sanatların alanlarına girer, örneğin teatral temsilin içinde, ses kaydı ya da televizyon ve video kaydını kullanır ya da kaydedilmek, çoğaltılmak, saklanmak ve arşivlenmek için televizyon, radyo, sinema ya da video tarafından sürekli olarak istendiği görüşündedir. Tiyatro ve medya arasında alışveriş süreci o kadar çeşitli ve yaygındır ki etkilenme ve birbirinin içine geçme ağı örülmekle son bulur. Tiyatroyu ne "arı bir sanat" olarak tanımlamak hatta ne de medyatik uygulamaları hesaba katmayan bir tiyatro kuramı tasarlamak istemek artık söz konusu değildir, çünkü medya teatral yapıma eşlik etmekte ve etkilemektedir. Burada sorulan soru yalnızca tiyatronun bir medya kuramına dahil olup olamayacağını ve tiyatroyu mekanikleşmiş (arabuluculuk) uygulamalarda da sanatlarla karşılaştırılıp karşılaştırılmayacağını bilmektir.

Medya ve Tiyatro


Nedir medya? Kavram yapılabilecek en kötü biçimiyle daraltılmıştır. Medyanın temel olarak (olası ve potansiyel) teknik özellikler toplamı ve üretildiği, aktarıldığı ve alımlandığı ve sonsuza kadar yeniden üretilebilmesine olanak veren teknolojik tarzıyla tanımlandığı görülmektedir. Dolayısıyla medya belirli bir tema ya da bir içeriğe bağlı değil ama teknolojinin şimdiki durumuna ve aygıtlarına bağlıdır. Ve bununla birlikte bu mekanik yeniden üretim ve sanat yapıtının yapımı teknolojisi belli bir estetiği gerektirmektedir, ve ancak özel ve eşi benzeri bulunmayan bir yapıtta somutlaştırıldığında ya da estetik ya da etik bir yargı dahilinde kabul gördüğü zaman yararlıdır. Sartre, tüm romanesk teknikler bir metafiziğe gönderme yapar demekteydi. Medya teknolojisi için de aynı şeyi söyleyebiliriz: medya teknolojisi ancak niceliğin (yeniden üretim) niteliğe (açıklayıcı) geçişi üzerinde bir estetik hatta metafizik düşünceye uygun geldiği zaman kabul görmektedir. Medyanın teknolojik özelliklerini radyo ya da televizyon gibi tanımlamak yeterli değildir, radyo ya da televizyon programındaki görünür olan ve bu medyanın gelecekteki bir yapımı için öngörülür olan dramaturgiyi kabul etmek de gereklidir.

Tiyatrodan yola çıkarak medya

Teknik ilerlemelerinin dizisi ve bağlantılarını göstererek çeşitli medyaların keşiflerinin rastlantısal tarihi kaleme alınabilir. Tiyatroyu, medyaların ortaya çıkışı öncesi ve teknolojik ilerlemeye tepki olarak, sonrasında, bu teknik düzeylere göre yerleştirmek kolay olacaktır. Bu görev çok ağırdır, bu yüzden burada tiyatro ve medyanın karşıt eğilimlerini not etmekle yetineceğiz. Tiyatro seyirci ve aktör arasında doğrudan bir değişimin temel kısaltmasına, minimalleşmesine ve sadeleşmesine eğilim gösterir. Medya ise, tersine, teknolojik avantajı sayesinde daha karmaşıklaşmaya, daha sofistike hale getirmeye eğilim gösterir; doğası gereği yeniden üretilebilir ve sonsuza kadar çoğaltılabilirdir. Bir bilgilendirme ve bilgilendirmeme (yanlış bilgilendirme!) süreci içinde, teknolojik uygulamalara dahil olduğu gibi kültürel ve ideolojik uygulamalara da dahil olan medya sonsuz sayıda potansiyel bir seyirci kitlesine ulaşabilir hale gelerek kolayca seyirci sayısını çoğaltmaktadır. Bir tiyatroda teatral temsilin oluşabilmesi için sahnelemenin belli sayıdaki seyirci ve temsil sayısını aşmaması gerekir çünkü çok tekrarlanan bir tiyatro ya gözden düşer ya da olsa olsa başka bir hale gelir. Bu şekilde tiyatro "özü bakımından" (en üst derecede alımlama kuralı bakımından) sınırlı menzile sahip bir sanattır.

Nicelendirme ve kitleselleştirme

Kitlesel medya yapımlarını sonsuz sayıda çeşitlendirme ve tekrarlama olanağı seyircinin beklentilerini ve beğenisini, genellikle zamanında gidilmesi gereken tiyatro salonundan çok daha aktif biçimde etkilemektedir. Bu bakımdan tiyatro ve video örneğinde olduğu gibi (temsile gidilmesi ve video kaydını sipariş edilmesi gerektiği ölçüde) aktif olarak oluşturmak ve peşinden koşmak gereken sanatları ya da medyayla, dolaysız olmayan, hazır ve otomatik olarak sunulan hatta sipariş etmeye bile gerek olmayan (elektrik düğmesine basmakla aynı otomatik mekanizmaya sahip radyo ve televizyon düğmesine basılır) medyayı birbirinden ayırmak gerekmektedir. Bu etkenlik/edilgenlik ölçütü her şeye rağmen çok ince kalır ve söz konusu olan ister bir klasiğin sahnelenmesini deşifre etmek, ister bir western izlemek olsun, her zaman gerekli olan alımlama ve yorumlamanın gösterimsel etkinliğini konusunda önyargıya varmaz. Etkinlik ya da edilgenliği kolaylaştıran medyanın kendisi -yani teknolojik olanakları- değil, bilgileri yapılandırma biçimi ve seyircinin etkinliğini az çok uyaran bir strateji ve bir dramaturgiye uygun olarak bunları kullanma biçimidir.

Medya ve tiyatronun çifte kuralı (işleyiş - oyun)

En azından ilk bakışta medya ve tiyatroyu birbirinden ayıran şey bunların çifte kurmaca statüleridir: televizyon ya da radyo programı kimi zaman kendilerini gerçek (gazetecilik tabiriyle, bilgi veren), kimi zaman da bir hikaye anlatan kurmaca olarak gösterirler. Bu durumda dalgalar açıkça ayırt etme alışkanlığında olduğumuz görevler için de kullanılmaktadır. Seyirci sürekli olarak ekranda gördüğü ya da duyduğu şeye hangi statüyü vermesi gerektiğini bilmek durumundadır: haber mi kurmaca mı? Bu kurmaca statüyü belirtmek için her medyanın kendine özgü özellikleri bulunmaktadır. Tiyatro da bu ikili kurmaca ve haber (bilgi) tablosu üzerinde oynamaktadır, çünkü tiyatronun öyküncesi de bu konuşmaya gerçeğe benzerlik etmeni veren uyarılar ve gerçek etmenleri tarafından sürekli olarak desteklenmektedir. Ancak bunun tersine, nesnel görünen röportajlar ve televizyon haberlerinin kendi öyküleri, kendi anlatımsallıkları, kendi uydurma alanları ve katıksız kurmaca alanları vardır. Bu anlamda tiyatro ve medya kurmaca ve gerçek etmenlerini, uydurma ve haberi birbirine karıştırma yetenekleri konusunda birleşirler.

Yerini teatral uygulamaya bırakacak bir medyalar kuramını taslaklaştırmak için, bir çok medyanın bazı özgül özelliklerini, bunları minimal bir tiyatroyla karşılaştırarak yüzleştirmek gerekmektedir. Gösteriler ve medyaların genel bir kuramının oluşturulması bu yüzleştirme ve karşılaştırma olanağına bağımlıdır.
Medya ve Tiyatro Medya ve Tiyatro Reviewed by Editor on Salı, Şubat 04, 2014 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.