Kapodokya
Olağanüstü doğal güzellikleri ve zengin tarihi ile ülkemizin en renkli turistik bölgelerinden biri olan Kapodokya, geniş olarak Nevşehir ilinin tamamı ile Aksaray, Niğde ve Kayseri illerinin bazı bölgelerini kapsar. Ancak günümüzde yaygın olarak özellikle Nevşehir, Ürgüp ve Avanos bölgelerini ifade eder.
Bölge her mevsimde yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekecek güzelliklere sahiptir. Erciyes yanardağının milyonlarca yıl önce patlamasıyla oluşan bölge, gerek doğanın, gerek insanoğlunun eliyle şekillenerek şimdiki halini almıştır. Erciyes'in külleriyle dolan bölge, binlerce yıl boyunca rüzgar, yağmur ve kar gibi koşulların etkisiyle şekillenmiştir. Volkanik küllerle dolu olan bölgeler erozyonla hızla yok olurken, tüf denilen kaya kütleleri erozyona daha fazla direnebilmiş ve bölgede "peri bacaları" olarak adlandırılan ilginç formasyonlar oluşmuştur. Bu oluşumlar, tarih boyunca gezginlerin dikkatini çekmiştir.
M.Ö. 3 bin yıllarından itibaren yerleşimlere açık olan bölge, kuzey-güney ve doğu-batı yollarının kesişme noktası olması nedeniyle önemini sürekli muhafaza etmiştir. Persler döneminde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelen Kapadokya adı ile anılmaya başlayan bölge, Nevşehir, Niğde ve Aksaray arasındaki üçgende yer alır. Bölge Perslerden önce Hitit ve Friglerlere ev sahipliği yapmış, bağımsız krallıklar döneminden sonra da Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının egemenliğine girmiştir. Ancak Kapadokya'nın esas önemi, Bizans döneminde ilk Hıristyanların çeşitli baskılar yüzünden Kayseri'den kaçarak bölgeye sığınmaları ile ortaya çıkmıştır.
Yörenin toprak yapısının son derece müsait olması nedeniyle, baskılardan kaçan Hıristiyanlar tarafından birer sığınak olarak kullanılan yeraltı şehirleri inşa edildi. Daha sonraları kaya kiliseleri ve kayalara oyulan şehirler ortaya çıktı. Doğal oluşumların üzerine bu yerleşim ve kiliselerin eklenmesiyle, ortaya eşine az rastlanan bir uygarlık harikası çıktı.
Bölgeye Selçukluların gelmesi ile Hıristiyan nüfus yeraltı şehirlerini terkettiyse de, halk 600 yıl boyunca kayalara oyulmuş evlerinde yaşamaya ve son derece ilginç resimlerle süslü kiliselerinde ibadet etmeye devam ettiler. Bölgedeki Hıristiyanlar 1924'te ülkemizi terkettikten sonra bile, kaya evleri Müslüman halk tarafından yakın yıllara kadar kullanılmaya devam etti.
Bölge her mevsimde yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekecek güzelliklere sahiptir. Erciyes yanardağının milyonlarca yıl önce patlamasıyla oluşan bölge, gerek doğanın, gerek insanoğlunun eliyle şekillenerek şimdiki halini almıştır. Erciyes'in külleriyle dolan bölge, binlerce yıl boyunca rüzgar, yağmur ve kar gibi koşulların etkisiyle şekillenmiştir. Volkanik küllerle dolu olan bölgeler erozyonla hızla yok olurken, tüf denilen kaya kütleleri erozyona daha fazla direnebilmiş ve bölgede "peri bacaları" olarak adlandırılan ilginç formasyonlar oluşmuştur. Bu oluşumlar, tarih boyunca gezginlerin dikkatini çekmiştir.
M.Ö. 3 bin yıllarından itibaren yerleşimlere açık olan bölge, kuzey-güney ve doğu-batı yollarının kesişme noktası olması nedeniyle önemini sürekli muhafaza etmiştir. Persler döneminde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelen Kapadokya adı ile anılmaya başlayan bölge, Nevşehir, Niğde ve Aksaray arasındaki üçgende yer alır. Bölge Perslerden önce Hitit ve Friglerlere ev sahipliği yapmış, bağımsız krallıklar döneminden sonra da Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının egemenliğine girmiştir. Ancak Kapadokya'nın esas önemi, Bizans döneminde ilk Hıristyanların çeşitli baskılar yüzünden Kayseri'den kaçarak bölgeye sığınmaları ile ortaya çıkmıştır.
Yörenin toprak yapısının son derece müsait olması nedeniyle, baskılardan kaçan Hıristiyanlar tarafından birer sığınak olarak kullanılan yeraltı şehirleri inşa edildi. Daha sonraları kaya kiliseleri ve kayalara oyulan şehirler ortaya çıktı. Doğal oluşumların üzerine bu yerleşim ve kiliselerin eklenmesiyle, ortaya eşine az rastlanan bir uygarlık harikası çıktı.
Bölgeye Selçukluların gelmesi ile Hıristiyan nüfus yeraltı şehirlerini terkettiyse de, halk 600 yıl boyunca kayalara oyulmuş evlerinde yaşamaya ve son derece ilginç resimlerle süslü kiliselerinde ibadet etmeye devam ettiler. Bölgedeki Hıristiyanlar 1924'te ülkemizi terkettikten sonra bile, kaya evleri Müslüman halk tarafından yakın yıllara kadar kullanılmaya devam etti.
Kapodokya
Reviewed by Editor
on
Pazar, Mayıs 13, 2012
Rating:
Hiç yorum yok: