Michelle Pfeiffer
29 Nisan 1958'de Santa Ana, California'da Dick ve Donna Pfeiffer adındaki bir çiftin kızları olarak dünyaya geldi Michelle Pfeiffer. 1976'da Fountain Valley Lisesi'ni bitirdi. Golden West Üniversitesi'ne yazıldıktan bir süre sonra Güney California'daki bir süpermarket zincirinde çalışmaya başladı. Katıldığı bir güzellik yarışmasında Bayan Orange County seçildi. Ondan sonra da reklamlarda boy göstermeye başladı. Bir yandan da modellikle uğraşıp oyunculuk eğitimi alıyordu.
İlk oyunculuk deneyimlerini TV dizilerinde küçük rollerde görünerek edindi. Bir dizi önemsiz filmde çok da önemli olmayan rolleri canlandırdıktan sonra 24 yaşındayken ilk büyük rolü geldi; "Grease 2"deki Stephanie karakteriyle dans, şarkıcılık ve oyunculuk yeteneklerini sergileme fırsatı buldu. Ne var ki film -özellikle de ilk "Grease"e göre- sönük bulunmuştu. 1983'te Brian De Palma'nın yönettiği "Scarface-Yaralı Yüz"de Al Pacino'nun karısı Elvira'ya hayat verdi. Film sevildi; üstelik Pfeiffer da canlandırdığı karakterde başarılı bir performans sergilemişti. Ardından, Jeff Goldblum'la birlikte oynadığı "Into The Night" adlı bir komedi gerilim filmi geldi. 1987 tarihli "The Witches Of Eastwick-Kasabanın Cadıları"nda dünyanın en ünlü oyuncularıyla sahne paylaşma fırsatını elde etti. Filmde Cher ve Susan Sarandon'la birlikte Jack Nicholson'ı köşeye sıkıştırmaya çalışan üç cadıdan biriydi. 1988 onun için verimli bir yıl oldu: Jonathan Demme'in yönettiği "Married To The Mob"da Matthew Modine ve Dean Stockwell'le beraber oynadı, hemen akabinde "Tequila Sunrise"da Mel Gibson ile Kurt Russell'ın bir türlü paylaşamadığı bir kadın rolündeydi, Stephen Frears'ın "Dangerous Liaisons-Tehlikeli İlişkiler"inde 18. yüzyıl Fransa'sında Madame De Tourvel'i canlandırıyordu. Bu sonuncu rol ona en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında bir Oscar adaylığı getirdi. 1989'da, 1981'de evlendiği eşi Peter Horton'dan boşandı ve Santa Monica'da yaşamaya başladı. 1990'lara "Fabulous Baker Boys"daki "fahişeyken bir anda bir gece kulübünde şarkı söylemeye başlayan" ve bir yandan da iki piyanist kardeşi (Jeff ve Beau Bridges'i) aynı anda idare etmeye çalışan Susie Diamond'ı canlandırarak girdi. Bu kez de en iyi kadın oyuncu Oscar'ına aday oldu. 1991'de "Frankie And Johnny"deki sevgiye muhtaç garson rolü sayesinde bir kez daha Al Pacino'nun karşısında oynama fırsatı elde etti. Bir sonraki yıl Tim Burton ondan "Batman Dönüyor"da Kedi Kadın'ı canlandırmasını istedi. Pfeiffer daracık deri kostümü içinde son derece zarif görünüyordu. 1993 tarihli Martin Scorsese filmi "The Age Of Innocence-Masumiyet Çağı"nda Kontes Olenska'ya hayat veriyor, rol icabı Daniel Day Lewis'le bir yasak aşk yaşıyordu. Mike Nichols yönetimimindeki "Wolf-Kurt" Jack Nicholson'la ikinci kez karşı karşıya oynama fırsatı sundu ona. "Dangerous Minds-Sakıncalı Düşünceler"de ise neredeyse umuts uz durumda olan, sorunlu bir sınıf dolusu lise öğrencisine karate yaparak İngilizce öğretmeye çalıştı. Bununla birlikte, Pfeiffer 1993'te yapımcı David E. Kelley'le evlendikten sonra aile dramalarında daha fazla boy göstermeye başladı. "A Thousand Acres", "The Deep End Of The Ocean - Okyanus Kadar Derin" ya da Temmuz ayında görmeyi umduğumuz "The Story Of Us" Pfeiffer'ın bu tercihinin uzantıları... Michelle Pfeiffer geçtiğimiz yıl yönetmen Michael Hoffman'ın (ki onunla 96'da "One Fine Day-Güzel Bir Gün"de de çalışmıştı) yönettiği Shakespeare uyarlaması "Bir Yaz Gecesi Rüyası"nda güzeller güzeli Titania'ya hayat vermişti.
90'lı yılların başından itibaren pek çok dergi onu "Dünyanın En Güzel Kadını" veya "Gelmiş Geçmiş En Güzel Kadın Oyuncu" gibi sınıflandırmaların içinde gösterdi. Aynı zamanda Hollywood'un en iyi giyinen oyuncularından biri olarak gösterilen Michelle Pfeiffer'ın 1993'te evlat edindiği Claudia Rose isminde bir kız çocuğuyla birlikte David E. Kelley'yle olan evliliğinden de John Henry adında bir oğlu var. Pfeiffer, yakında Robert Zemeckis'in gerilim filmi "What Lies Beneath"te Harrison Ford'la birlikte karşımıza çıkacak. Pfeiffer'ın bir özelliği de -güzelliği sözkonusu olduğunda- son derece mütevazı olması ve kendisinin fazla büyütüldüğünü sık sık dile getirmesi. Güzel oyuncu son olarak 2012 yılında Dark Shadows'da Elizabeth Collins Stoddard karakterini canlandırdı.
İlk oyunculuk deneyimlerini TV dizilerinde küçük rollerde görünerek edindi. Bir dizi önemsiz filmde çok da önemli olmayan rolleri canlandırdıktan sonra 24 yaşındayken ilk büyük rolü geldi; "Grease 2"deki Stephanie karakteriyle dans, şarkıcılık ve oyunculuk yeteneklerini sergileme fırsatı buldu. Ne var ki film -özellikle de ilk "Grease"e göre- sönük bulunmuştu. 1983'te Brian De Palma'nın yönettiği "Scarface-Yaralı Yüz"de Al Pacino'nun karısı Elvira'ya hayat verdi. Film sevildi; üstelik Pfeiffer da canlandırdığı karakterde başarılı bir performans sergilemişti. Ardından, Jeff Goldblum'la birlikte oynadığı "Into The Night" adlı bir komedi gerilim filmi geldi. 1987 tarihli "The Witches Of Eastwick-Kasabanın Cadıları"nda dünyanın en ünlü oyuncularıyla sahne paylaşma fırsatını elde etti. Filmde Cher ve Susan Sarandon'la birlikte Jack Nicholson'ı köşeye sıkıştırmaya çalışan üç cadıdan biriydi. 1988 onun için verimli bir yıl oldu: Jonathan Demme'in yönettiği "Married To The Mob"da Matthew Modine ve Dean Stockwell'le beraber oynadı, hemen akabinde "Tequila Sunrise"da Mel Gibson ile Kurt Russell'ın bir türlü paylaşamadığı bir kadın rolündeydi, Stephen Frears'ın "Dangerous Liaisons-Tehlikeli İlişkiler"inde 18. yüzyıl Fransa'sında Madame De Tourvel'i canlandırıyordu. Bu sonuncu rol ona en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında bir Oscar adaylığı getirdi. 1989'da, 1981'de evlendiği eşi Peter Horton'dan boşandı ve Santa Monica'da yaşamaya başladı. 1990'lara "Fabulous Baker Boys"daki "fahişeyken bir anda bir gece kulübünde şarkı söylemeye başlayan" ve bir yandan da iki piyanist kardeşi (Jeff ve Beau Bridges'i) aynı anda idare etmeye çalışan Susie Diamond'ı canlandırarak girdi. Bu kez de en iyi kadın oyuncu Oscar'ına aday oldu. 1991'de "Frankie And Johnny"deki sevgiye muhtaç garson rolü sayesinde bir kez daha Al Pacino'nun karşısında oynama fırsatı elde etti. Bir sonraki yıl Tim Burton ondan "Batman Dönüyor"da Kedi Kadın'ı canlandırmasını istedi. Pfeiffer daracık deri kostümü içinde son derece zarif görünüyordu. 1993 tarihli Martin Scorsese filmi "The Age Of Innocence-Masumiyet Çağı"nda Kontes Olenska'ya hayat veriyor, rol icabı Daniel Day Lewis'le bir yasak aşk yaşıyordu. Mike Nichols yönetimimindeki "Wolf-Kurt" Jack Nicholson'la ikinci kez karşı karşıya oynama fırsatı sundu ona. "Dangerous Minds-Sakıncalı Düşünceler"de ise neredeyse umuts uz durumda olan, sorunlu bir sınıf dolusu lise öğrencisine karate yaparak İngilizce öğretmeye çalıştı. Bununla birlikte, Pfeiffer 1993'te yapımcı David E. Kelley'le evlendikten sonra aile dramalarında daha fazla boy göstermeye başladı. "A Thousand Acres", "The Deep End Of The Ocean - Okyanus Kadar Derin" ya da Temmuz ayında görmeyi umduğumuz "The Story Of Us" Pfeiffer'ın bu tercihinin uzantıları... Michelle Pfeiffer geçtiğimiz yıl yönetmen Michael Hoffman'ın (ki onunla 96'da "One Fine Day-Güzel Bir Gün"de de çalışmıştı) yönettiği Shakespeare uyarlaması "Bir Yaz Gecesi Rüyası"nda güzeller güzeli Titania'ya hayat vermişti.
90'lı yılların başından itibaren pek çok dergi onu "Dünyanın En Güzel Kadını" veya "Gelmiş Geçmiş En Güzel Kadın Oyuncu" gibi sınıflandırmaların içinde gösterdi. Aynı zamanda Hollywood'un en iyi giyinen oyuncularından biri olarak gösterilen Michelle Pfeiffer'ın 1993'te evlat edindiği Claudia Rose isminde bir kız çocuğuyla birlikte David E. Kelley'yle olan evliliğinden de John Henry adında bir oğlu var. Pfeiffer, yakında Robert Zemeckis'in gerilim filmi "What Lies Beneath"te Harrison Ford'la birlikte karşımıza çıkacak. Pfeiffer'ın bir özelliği de -güzelliği sözkonusu olduğunda- son derece mütevazı olması ve kendisinin fazla büyütüldüğünü sık sık dile getirmesi. Güzel oyuncu son olarak 2012 yılında Dark Shadows'da Elizabeth Collins Stoddard karakterini canlandırdı.
Michelle Pfeiffer
Reviewed by Editor
on
Pazartesi, Mart 31, 2014
Rating:
Hiç yorum yok: